23 Ocak 2012 Pazartesi

Hrant da yanlış anlaşıldı, Ahmet Hakan da

Sürur Öztürk

Konumuz, Yozgatlı gazeteci Ahmet Hakan Coşkun’un “Ben de Ermeniyim” sözüne, Merhaba Yozgat gazetesinin sahibi Ahmet Büyüksoy’un verdiği tepki.

Bu konudaki düşüncelerimi yazmadan önce, konuyu özetlemem gerekiyor.

Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan Coşkun, Agos gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülüşüne tepki olarak dile getirilen “Hepimiz Hrant’ız, Hepimiz Ermeni’yiz” sloganına destek vermek için, önce twitter’da, ardından da CNN Türk’te yayınlanan ve sunuculuğunu yaptığı Tarafsız Bölge programında “Ben de Ermeniyim” dedi. Malûm Ahmet Hakan, Yozgatlı bir gazeteci.

Merhaba Yozgat gazetesinin sahibi Ahmet Büyüksoy da, “Şeytan intikamını alıyor” başlıklı yazısında, Ahmet Hakan’a tepki gösteriyor.

Büyüksoy, yazısında, “kendisini sigaya çekenlere bir kahraman Yozgatlı edasıyla size ne lan... aha ben de Ermeni’yim dediğini değişik TV kanallarından, gazetelerden okuduk” diye yazıyor. Oysa Ahmet Hakan, içinde ‘lan’ kelimesinin yer aldığı böyle bir cümle kurmadı. Sadece, twitter’da kendisine tepki gösterenlere ‘zorunuza mı gitti?’ diye sorduğunu belirtti, ‘Bunu televizyonda söyleyemezsin’ diyenlere karşılık olarak da “İşte söylüyorum, ben de Ermeni’yim” dedi.

Büyüksoy, yazısında isimleriyle zikrettiği Ahmet Hakan’ın dedesi, annesi ve babasıyla aile dostlukları olduğunu, kendilerine sevgi ve saygı duyduğunu ifade ettikten sonra, şöyle yazıyor:

“Dedeniz vefat ettiler. Onların ne diyeceğini bilemem. Ama Hamdi amcanızın, sarf ettiğiniz bu sözlerden memnun olmayacağını adım gibi biliyorum. Takdir sizindir. İster Agop, isterseniz Yakup deyin. İsterseniz ben de Hrant’ım deyin, ne fark eder. Kimin umurunda. Sadece üzüldüğümüz, incindiğimiz bu sözlerin sizin ağzınızdan çıkmış olmasıdır. Herkes kendine yakışanı yapmalıdır.”

Doğrusu ben Ahmet Büyüksoy’dan böyle bir yaklaşım beklemezdim. Çünkü az çok mürekkep yalamış olan herkes, Ahmet Hakan’ın ‘Ben Ermeni’yim’ demekle aslında ne demek istediğini anlar. Hepimiz biliyoruz ki Ahmet Hakan Ermeni değil. Bunu elbette Ahmet Hakan da biliyor. Büyüksoy’un, sanki Ahmet Hakan Türklüğünü reddediyor da gerçekten Ermeni olmaya özeniyormuş gibi, isim isim sayarak ona soyunu sopunu hatırlatması, Ahmet Hakan’ın ne demek istediğini ya anlamadığını, ya da anlamak istemediğini gösteriyor.

“Hepimiz Hrant’ız, hepimiz Ermeni’yiz” sözü, şu anlam yüklenerek söylenen bir slogandır:

“Bu topraklarda yaşayan Müslümanlar / insanlar olarak biz, Osmanlı’dan bu yana, hangi ırktan, hangi dinden olursa olsun, herkese kucak açmış ve onlara eşit muamelede bulunmuşuzdur. Kim zulme uğrarsa, onun ırkına, dinine bakmadan, onun hakkını savunur, onun yanında oluruz. Bu tavrımız, bizim tarih boyunca devam ede gelen ve dünya nezdinde övüne geldiğimiz bir meziyetimizdir, gururumuzdur, şerefimizdir. Adalet anlayışımızın seviyesinin ne kadar yüksek olduğunun göstergesidir.

Bu topraklarda yaşayan insanların, ırklarından ya da dinlerinden dolayı aşağılanmaları, dışlanmaları ya da zulme uğramaları karşısında, onların kendi kimliklerini ve inançlarını koruma ve yaşama haklarını savunur, gerektiğinde bunun için mücadele ederiz. Müslümanlığımız da bunu gerektirir, Türk töresinden gelen geleneksel terbiyemiz de bunu gerektirir, evrensel hukuk kuralları ve demokrasi de bunu gerektirir. Bu sebeple, canı, malı ve namusu bizlere emanet olduğu halde, arkadan kalleşçe vurularak katledilen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Malatyalı Hrant Dink’in öldürülüşünden derin bir üzüntü ve utanç duyuyoruz. Bu sebeple de, Müslümanları ve Türkleri hiçbir şekilde temsil etmeyen bu insanlık dışı cinayet karşısında, zalimin karşısında mazlumun yanında olduğumuzun bir ifadesi olarak diyoruz ki, hepimiz Hrant’ız, hepimiz Ermeni’yiz…”

Bu sloganın taşıdığı anlam budur ve bu maksatla söylenmiştir. Şüphe yok ki, Ahmet Hakan da, ‘Ben de Ermeni’yim” derken bu sloganı aynı düşüncelerle dile getirmiştir.

Merhaba Yozgat gazetesinin sahibi Ahmet Büyüksoy’un, ‘Ben de Ermeni’yim” sözü sebebiyle Ahmet Hakan’a tepki göstermesini bu sebeple doğru bulmuyorum.

Ahmet Büyüksoy’la hiç yüz yüze gelmedik. Fakat gıyabında sevdiğim ve saydığım bir insandır. Gıyaben sadece kendisini değil, sahibi olduğu “Merhaba Yozgat” gazetesini de severim. Yaşını bilmiyorum ama herhalde benim büyüğümdür, ağabeyimdir. Kendisine nezaketsizlik, hürmetsizlik etmek istemem. Yazdıklarımı saygısızlık olarak kabul etmesin.

Ne var ki, kendisi mütedeyyin bir insan olmasına rağmen, bu konuda böyle ırkçı bir tepki vermesi beni şaşırttı.

İstanbul’u fethederek Bizans’ı deviren, çağ açıp çağ kapayan koskoca Fatih Sultan Mehmed, hepsini kılıçtan geçirebilecek kudrete sahip olduğu halde, İstanbul’daki gayrimüslimler için fermanlar yayınlamış ve canlarının, mallarının, namuslarının kendi güvencesi altında olduğunu, inançlarını serbestçe yaşayabileceklerini ilân etmişti. Ceddimiz böyle olduğu için, İstanbul’un fethinden önce Hıristiyanlar, “İstanbul’da Kardinal külahı görmektense Osmanlı sarığı görmeyi tercih ederiz” diyorlardı.

Fatih, vatan haini miydi? Ya da bizler ondan daha mı vatanseveriz?

Kaldı ki, Hrant Dink, tam bir Anadolu insanıydı. Gerçek bir Türk dostuydu. Avrupa’daki Türkiye karşıtı Ermenilerle mücadele ediyor, onların stratejilerini, planlarını, oyunlarını bozuyordu. Bu sebeple öldürüldü. Onun ölümüne en çok Ermeni diasporasının militanları sevinmişlerdir.

Hrant Dink’in Türklere ya da Türklüğe hakaret ettiği iddiası da, Avrupa kaynaklı koca bir yalandan ibarettir. Hepsi çarpıtma, düzmece iddialardır.

Fırsat bulduğumda, Hrant Dink’in aslında neleri savunduğunu, aslında kimlerle mücadele ettiğini, Türkleri ve Türkiye’yi ne kadar yürekten, ne kadar samimiyetle, ne kadar riyasızca sevdiğini ve ona kurulan alçak komployu da yazacağım. Yazdığımda bir şey olacağını düşündüğümden değil; İngiltere Türklerle Ermenileri birbirine düşürene kadar her iki tarafın da tam bir kaynaşma içinde yıllarca dostça yaşadığı Yozgat adına tarihe not düşmek için.

Ahmet Büyüksoy, yazısının sonunda diyor ki, “Sözün çürümesi, çürüyen etten kötüdür. Çürüyen et, evi ve apartmanı, çürüyen söz ise memleketi kokutur diyorum.”

Ben de diyorum ki, eğer bu topraklarda yaşayan masum gayrimüslim vatandaşlarımızın bize emanet edilen canına, malına, ırzına sahip çıkamıyorsak, asıl o zaman çürümüş, asıl o zaman kokmuş oluruz. Batı kaynaklı kokuşmuş bir ideolojiye çanak tutacağıma, inandığım değerler uğruna hırpalanmayı tercih ederim.

Son bir not: Ahmet Hakan, pek çok yönüyle tasvip etmediğim, pek çok tavrını, görüşünü ve yaklaşımını beğenmediğim bir gazeteci. Ahmet Hakan hayranı değilim. Fakat onun Hrant Dink konusundaki tavrını doğru buluyor ve yanlış anlaşıldığını düşünüyorum. ‘Zorunuza mı gitti?’ şeklindeki çıkışını da, twitter’da kendisine edilen tahrik edici hakaretlere bağlıyorum. Dün Hrant Dink’e yönelen linç kültürünün şimdi hemşehrimiz Ahmet Hakan’a yönelmesine izin vermemek gerekir.

(sururozturk@gmail.com)

3 yorum:

Adsız dedi ki...

teşekkürler sürur bey

Adsız dedi ki...

sayın surur bey ben iki yazıyıda okudum ama orada hrant dinkle ilgili bir yazı vede bir sataşma bulamadım sadece ahmet hakanın bende ermeniyim sözüne gönderme yapılmıştır.çünkü yozgatlı insanlar olarak biz ahmet hakandan benden ermeniyim yerine ben yozgatlıyım ama bütün cinayetlerin karşısındayım demesini beklerdik.

saygılarımla

murat coşgun

Adsız dedi ki...

Yazınızda "Dün Hrant Dink’e yönelen linç kültürünün ..." ifadesi geçiyor.

Linç edilen'in Türklük alduğunu görenlerdenim. Görenlere selam olsun...