29 Haziran 2011 Çarşamba

Yemin krizi mi? Emin misiniz?..

Sürur Öztürk

Kısa bir süre sonra operasyon tamamlanacak ve ortalık süt liman olacak… Bir de bakacağız ki, Kürt meselesi hallolmuş, toplumsal mutabakat sağlanmış, nurtopu gibi bir Anayasamız olmuş… Güzel, güzel de, bunu bize elin gâvurunun, hem de hiç çaktırmadan yaptırması zoruma gidiyor…

Şu günlerde yaşadığımız ve medyanın “yemin krizi” adını taktığı siyasî çalkantının “Meclis’te Cumhuriyet tarihinin en büyük krizi” olduğunu söyleyerek, büyük bir felâketin eşiğindeymişiz gibi panik hâlinde feverân edenleri buruk bir tebessümle dinliyorum… Gazetelerdeki kriz yazılarını okurken de, televizyonlardaki, radyolardaki hararetli tartışmaları dinlerken de aynı buruk tebessüm yayılıyor yüzüme…

Hiç ayrıntıya girmeden, bu konudaki kanaatimi kısaca kaydetmek istiyorum.

Biliniz ki, aslında ortada kriz filân yok… Bu bir operasyon… Kriz görüntüsü verilerek, siyasî bir operasyon yapılıyor… Gerisi sadece geyik muhabbetinden ibaret… Tam bir göz boyama… Türk siyasetini dizayn eden güçler, artık askerî darbe yöntemini kullanmaktan vazgeçtikleri için, siyaseti yargı yoluyla dizayn ediyorlar… Bir başka ifadeyle, aslında bir darbe yapılıyor ama çok az kişi bunun farkında…

Bu sürecin sonunda, 30 yıllık Kürt meselesinin halledildiğini, yeni Anayasa konusunda da büyük oranda mutabakat sağlandığını göreceğiz…

“Madem bu sürecin böyle hayırlı bir şekilde sonuçlanacağını düşünüyorsun, o halde neden bunu bir ‘darbe’ olarak nitelendiriyorsun? Yıllarca Türkiye’nin ayaklarına pranga olan Kürt meselesinin halledilmesi, yeni Anayasa konusunda mutabakat sağlanması kötü bir şey mi?” diye sorabilirsiniz…

Meselelerimizi biz kendi irademizle hallediyor, toplumsal mutabakatı kendi irademizle sağlıyor olsaydık, bununla gurur duyabilirdik; ama acı olan şu ki, bütün bunları biz yapmıyoruz… Eskiden askerî darbelerle hizaya getiriyorlardı hepimizi; şimdi yargı yoluyla siyasî operasyonlar düzenliyorlar… Kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyorlar… Bu da fena halde gururuma dokunuyor…

Keşke, elin gâvuru gelip bizi hizaya getirmeden, kendi meselelerimizi kendimiz halledebilseydik…

Kısa bir süre sonra operasyon tamamlanacak ve ortalık süt liman olacak… Bir de bakacağız ki, Kürt meselesi hallolmuş, toplumsal mutabakat sağlanmış, nurtopu gibi bir Anayasamız olmuş… Güzel, güzel de, bunu bize elin gâvurunun hiç çaktırmadan yaptırması zoruma gidiyor…

Şu hâle bakın… Krizmiş… Ne krizi Allah aşkına!.. Siz onu benim külâhıma anlatın… Her şey bir senaryodan ibaret!..

Âh Osmanlı! Neredesin?.. Ey cihanı titreten koca Fatih, yiğit delikanlı, neredesin? Elleri öpülesi Akşemseddin, neredesin?..

(surur-ozturk@hotmail.com)

Hiç yorum yok: