28 Haziran 2010 Pazartesi

AK Parti Yozgat Milletvekili Coşkun: Eşimin, Milletvekili olduğumu görmesini çok isterdim

Geçtiğimiz yıllarda kanser hastası eşini kaybeden AK Parti Yozgat Milletvekili Osman Coşkun, kanserle mücadele etmek için kurulan araştırma komisyonunda, “Milletvekili olmadan yaklaşık 2 ay önce eşimi kaybettim. Milletvekili olduğumu görmesini çok isterdim” dedi.

Milletvekilleri, kanserle mücadele etmek için kurdukları araştırma komisyonunda, kanser hastalığına dair yaşadıkları acı olayları anlattılar.

AK Parti milletvekilleri Osman Coşkun ve Fatoş Gürkan ile eski Sağlık Bakanı MHP’li Osman Durmuş, yaşadıkları sıkıntıları dile getirdi. AK Parti Yozgat Milletvekili Osman Coşkun, eşini nasıl kaybettiğini şöyle anlattı:

“Milletvekili olmadan yaklaşık iki ay önce eşimi kaybettim. Milletvekili olduğumu görmesini çok isterdim. Ölümünden 4 ay önce anlaşıldı ki kansermiş. Kanserde erken tanı çok önemli. Tanı doğru konulsaydı belki eşim yaşayacaktı. Ankara Üniversitesi Cebeci Tıbbi Onkoloji Hastanesi’nde yaklaşık 6 ay, 24 saat eşime refakat ettim. İlaçların temininde ciddi sıkıntılar yaşanıyordu. Doktor reçete yazıyor, ‘Bunu bul gel’ diyordu. Eczane para istiyor, para yok. Tanıdık eczane bulup alıyorsunuz.”

AK Parti Yozgat Milletvekili Osman Coşkun, eşinin vefatından sonra memleketi Yozgat’taki Ece Kreş’in sahibi Aslı Arslan ile geçen yıl Ankara’da beş yıldızlı bir otelde evlenmişti.

Durmuş: Babamın omur iliğinde kanser çıktı

Kanserden babasını kaybeden eski Sağlık Bakanı MHP’li Osman Durmuş da şunları söyledi:

“Benim babam Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu’nda (MKE) vardiyalı, gece çalışırdı. Soğuk havalarda haddehaneye sırtını dayardı. Türkiye’de hurdaların içinde radyoaktif maddeler var. Zaten onların ergimesi esnasında radyoaktivite çıkıyor. Bir işçinin ısınmak için sırtını haddehaneye dayamaması gerektiğini öğretmemiz lâzım. Babamın omur iliğinde kanser çıktı. Çok nadir görülen bir hadise.”

Gürkan: Yeğenimin beyninde tümör vardı

AK Parti Adana Milletvekili Fatoş Gürkan da, yeğeninin yaşadığı hastalığı komisyon üyelerine şöyle anlattı:

“Öncelikle yapılması gereken toplumsal bilinçlendirme. Meselâ benim yeğenim yaşadı, beyninde tümör vardı, 6 yaşında. Çift görme sorunu yaşayınca doktora götürdük. Beyninde tümör olduğu tespit edildi. O zaman ilaçları da Türkiye’de verilmiyordu. Eczacılar Birliği kanalıyla parasını yatırıp yurt dışından getiriyorduk.” (Kaynak: hurriyet.com.tr)