22 Ocak 2010 Cuma

Sayın Açıkgöz, ne kadar da uyanıksınız – 2

Yorum - Sürur Öztürk

Ayıptır yahu!.. Yozgat, devletten destek almak için şehit vermiş bir il midir? “Şu kadar şehidimiz var, o halde süt sığırcılığı yatırımlarının desteklenmesi projesi kapsamında bize de şu kadar hibe desteği sağlayın” mı diyeceğiz? Utanç verici sözler sarf ettiğinizin farkında bile değilsiniz.

“Sayın Açıkgöz, ne kadar da uyanıksınız” başlığı altında yazdığım önceki yazımda, Yozgat Ziraat Odası Başkanı Sayın İsmail Açıkgöz’ün, hükümetin hayvancılığa hibe desteği sağladığı iller arasına Yozgat’ın dahil edilmeyişine gösterdiği tepkinin, “tutarsız” olduğunu düşündüğüm tarafını eleştirmiş ve konuya devam edeceğimi belirtmiştim; devam edelim…

Sayın Açıkgöz, mahallî basında yer alan açıklamasında özetle, Güneydoğu Anadolu Projesi GAP ve Doğu Anadolu Projesi DAP kapsamındaki illere hibe desteği verildiğini belirtiyor, Yozgat’ın bu iller arasına dâhil edilmeyişine tepki gösteriyordu.

Ben de, Sayın Açıkgöz’ün bu tepkisindeki “teknik” mantıksızlığa işaret ederek, bir “İç Anadolu” şehri olan Yozgat’ın, “Güneydoğu Anadolu” ve “Doğu Anadolu” illerini kapsayan projelere dâhil edilmesinin zorluğunu ifade etmiştim.

Sayın Açıkgöz, açıklamasında, “Milletvekillerimiz önerge verip İç Anadolu Bölgesi’ne yönelik bir proje hazırlanması lâzım; yetkililerimizden böyle bir proje istiyoruz” diyordu.

Sayın Açıkgöz’ün İç Anadolu Bölgesi’ne yönelik ayrı bir proje hazırlanması talebine hiçbir itirazım yok.

İtirazım yok ama bu hususta da bir eleştirim var. Her şeyden önce, sanki bu işler milletvekillerinin bir önerge vermesiyle bir çırpıda hallediliyormuş kanaati oluşturup, sivil toplum kuruluşlarının sorumluluklarını gözden kaçırmak, bana biraz “uyanıklık” gibi gözüküyor. Sayın Açıkgöz’ün “uyanıklık” yaptığını düşünmemin sebebi de bu.

Sayın Açıkgöz, eğer gerçekten İç Anadolu Bölgesi’ne yönelik bir proje hazırlanmasını istiyorduysa, acaba bugüne kadar bu konuda hangi teşebbüslerde bulundu? Yozgat Ziraat Odası Başkanı olarak bu konuda hangi adımı attı? Ziraat Odası’nın bu konuda yapabileceği hiçbir şey yok mu? Geçen sene hayvancılığa yönelik hibe destek çalışmaları yapılırken neredeydi? O günlerde neden hiçbir teşebbüste bulunmadı? Bulunsaydı, herhalde bunu kamuoyuna da açıklardı.

Yozgat’ta hayvancılık yapan vatandaşlarımız için devletten destek istenmesine hiçbir itirazım yok, olamaz da. Fakat ben bu oda başkanlarının, hiçbir somut teşebbüste bulunmayıp, topu sürekli siyasetçilere atarak, kendi sorumluluklarını gözden kaçırma alışkanlıklarının sevimsiz bir “uyanıklık” olduğunu düşünüyorum.

Sadece Ziraat Odası Başkanının değil, pek çok oda başkanının, hiçbir somut girişimde bulunmadıkları halde, sanki çalışıp didiniyorlarmış görüntüsü vermelerinin “halkı uyutmak” denen şeyin ta kendisi olduğunu düşünüyorum. Ve oda başkanlarına diyorum ki, lütfen artık “halkı uyutma” alışkanlığınızdan vazgeçin. Bir sivil toplum kuruluşu olduğunuzu, milletvekillerine yol gösterecek çok şey yapabileceğinizi hatırlayın. Buna önce siz inanmalısınız. Buna kendiniz bile inanmıyorsanız, bunu yapamıyorsanız, yapamayacağınızı düşünüyorsanız, lütfen o koltukları terk ediniz.

Benim dikkat çekmek istediğim bir başka husus da şu:

Yozgat Ziraat Odası Başkanı Sayın İsmail Açıkgöz, “Baktığımız zaman illere göre en çok şehit veren il Yozgat, buraya bakıyoruz hizmetten en az nasibini alan il yine Yozgat” diyor.

Bence, Yozgat şehitlerinin neredeyse her tepkinin arasına sıkıştırılması, Yozgat’ın en büyük ve en tehlikeli hastalıklarından birisi.

Lütfen, Yozgat şehitlerini ekonomik konularda adeta bir “pazarlık unsuru” olarak kullanmak hastalığından vazgeçiniz. Kim Hükümete bir tepki gösterecek ya da hükümetten bir talepte bulunacak olsa, büyük çoğunlukla, “Yozgat’ın en fazla şehit veren il olduğunu ileri sürüp, bunun karşılığını alamadığından söz ediyor.

Ayıptır yahu!.. Yozgat, devletten destek almak için şehit vermiş bir il midir? “Şu kadar şehidimiz var, o halde süt sığırcılığı yatırımlarının desteklenmesi projesi kapsamında bize de şu kadar hibe desteği sağlayın” mı diyeceğiz? Utanç verici sözler sarf ettiğinizin farkında bile değilsiniz.

“En çok şehit veren il” tartışması, başlı başına bir yazı konusu ve bu konuyu da özel olarak ele alacağım.