28 Ocak 2009 Çarşamba

Yozgat’ta yeni bir günlük gazete daha çıkar mı?

Yozgat’ta 15 günde bir yayınlanan “Yozgat” gazetesinin sahibi Osman Hakan Kiracı, köşe yazısında, gazetesini günlük gazeteye çevirebileceğinin işaretini verdi.

Kiracı’nın bu işaretini İleri gazetesi “Yozgat gündemine bomba gibi düştü” diye değerlendirdi. “Yozgat Haber” gazetesinin Yayın Yönetmeni İnan Soyer ise, Yozgat’ta dördüncü bir gazete çıkmasına tahammül edemeyeceğini daha önce Merhaba gazetesinin çıkışı sebebiyle dile getirmişti. Kiracı’nın günlük gazete çıkarıp çıkarmayacağı merak ediliyor.

Haberin devamı Yozgat Medyası’nda

25 Ocak 2009 Pazar

AK Parti, Yozgat adaylarını törenle açıkladı

AK Parti’nin Yozgat adaylarının tanıtım töreni, tam bir gövde gösterisi şeklinde gerçekleşti. 4 Yozgat Milletvekilinin de katıldığı törende AK Parti Grup Başkan Vekili Bekir Bozdağ’ın coşkulu konuşması partililer tarafından ayakta alkışlandı.

AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, tanıtım töreninde yaptığı konuşmada, Devlet Bahçeli’yi MHP’nin, Deniz Baykal’ı da CHP’nin başından uzaklaştıracak bir demokratik mekanizmayı işleteceklerini söyledi. AK Parti Yozgat İl Başkanı Zekeriya Avşar ise, 29 Mart seçimlerinde Yozgat’ta bütün Belediye Başkanlıklarını kazanmayı hedeflediklerini söyledi.

24 Ocak 2009 Cumartesi

Tecavüz zanlıları cezaevinde

Yozgat'ın Yerköy ilçesinde, 16 yaşındaki lise öğrencisi kıza tecavüz ettikleri ileri sürülen 3 kişi tutuklandı.

Polis, lise öğrencisi E. E.'nin cuma günü okul çıkışında buluştuğu arkadaşıyla birlikte kaybolduğu ihbarı üzerine harekete geçti.

Aynı gün akşam geç saatlerde evine gelen E. E., ailesine 3 kişinin kendisine tecavüz ettiğini ileri sürdü. Ailesi ile birlikte polise giden E.E., polis tarafından önce Yerköy Devlet Hastanesi’ne, ardında da Ankara'ya götürülerek muayene edildi.

Bu arada, olayla ilgili başlatılan soruşturmada E. E.'nin ifadeleri doğrultusunda O.B. (17), İbrahim K. (20) ve Emre İ.'yi (19) gözaltına alan polis, zanlıları mahkemeye sevk etti. Zanlılar, sevk edildikleri nöbetçi mahkemece tutuklanarak Yozgat E Tipi Cezaevine konuldu.

23 Ocak 2009 Cuma

Önce ilân ettiniz, sonra ‘karışmayın’ diyorsunuz

Yozgat’ta yayınlanan 2 gazete arasında yayın yoluyla yapılan tartışma, bu konuda benim de düşüncelerimi kaleme almamı gerekli hâle getiren bir aşamaya geldi.

Yozgat basınını takip edenlerin bildiği üzere, Yozgat Haber gazetesi ile İleri gazetesi arasında resmî ilânların paylaşımı konusunda bir tartışma yaşandı. Yozgat Haber gazetesi ve İleri gazetesinin Genel Yayın Yönetmenlerinin yanı sıra, her iki gazetenin bazı yazarları da bu tartışma hakkında birbirlerini ağır iddialarla suçlayan yazılar kaleme aldılar.

19 Ocak 2009 Pazartesi

Soyer, Yozgat’ta yeni gazete çıkmasını istememiş

Yozgat’ın mahallî gazetelerinden “Yozgat Haber” ile “İleri” gazetesi arasında yaşanan polemik, bazı ilginç ayrıntıların ortaya çıkmasına sebep oluyor. Köşe yazılarında anlatılanlara göre, Yozgat’ta yeni bir gazete çıkarmak isteyen bir müteşebbis, önce diğer gazetecilerin engellemeleriyle karşılaşıyor.

“Yozgat Haber” gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni İnan Soyer, Yozgat’ta yeni bir gazete çıkmasına tahammül edemeyeceğini belirtip, “Merhaba” gazetesi sahibi Ahmet Büyüksoy’a “gazete çıkarma!” uyarısı yaptığını köşesinde açıkça yazdı.

İnan Soyer, 22 Nisan 2008 tarihli “Vuslata az kaldı” başlıklı yazısında, Yozgat’ta günlük olarak yayınlanan 3 gazete olduğunu ve dördüncü bir gazete çıkmasına tahammül edemeyeceğini şöyle ifade etmişti:

3’e evet, 4’e hayır

“ ‘Üç’ bizim için uğurlu rakamdır. Nasıl ki ‘Dört’e tahammül edemiyorsak, ‘Üç’ün sihrine/tılsımına bütün benliğimizle sarılırız. Biliriz ki, artması veya eksilmesi durumu, katlanılmaz sorunlar taşır bünyemize. ‘Üç’e sadık kalmak; ‘Üç’ü yaşatmak birinci öncelikli vazgeçilmezimiz kalacaktır her zaman.”

İnan Soyer, 22 Nisan 2008’de yayınlanan bu cümlelerinin ne anlama geldiğini, 15 Ocak 2009 tarihli yazısında şöyle açıkladı:

Gel bu işten vazgeç!..

“Bu satırlarla, İleri ve Yeni Ufuk gazetesi ile, yeni çıkacak Merhaba gazetesi sahiplerini muhatap almıştım. Merhaba gazetesi sahibine, ‘Bak arkadaş, meydanı boş zannetme. Biz hedef büyüttük, işin zannettiğin gibi kolay değil. Çıta artık daha yüksek. Gel bu işten vazgeç’ mesajı verirken…”

Soyer, yazısının devamında, “Ahmet Büyüksoy, uyarımı dinlemedi ve 4 Temmuz günü gazetesine ‘start’ verdi. .. Ve ‘tılsım bozuldu’.” diye yazdı.

18 Ocak 2009 Pazar

SP’nin Sorgun temayülünden Çekerek çıktı

Saadet Partisi (SP) Sorgun ilçe teşkilâtı, belediye başkan adayını belirlemek için bu akşam temayül yoklaması yaptı. SP Sorgun İlçe Teşkilâtı’nda saat 18.30’da başlayıp 22.00’de sona eren temayül yoklaması sonucunda, belediye başkan adayının Haydar Çekerek olmasına karar verildi.

SP Sorgun belediye başkan aday adaylığı için, Haydar Çekerek ve Osman Güzel başvuruda bulunmuştu.

Haydar Çekerek kimdir?

SP’nin Sorgun Belediye Başkan Adayı Haydar Çekerek, inşaat sektöründe ticarî faaliyette bulunuyor. 8 yıl Millî Gazete, Vakit ve Yeni Şafak gazetelerinin Sorgun temsilciliğini yapmış olan Çekerek, Sorgun Genç İşadamları Derneği’nin kurucuları arasında yer alıyor. Çekerek, Sorgun’da mahallî yayın yapan Ufuk FM’in Yönetim Kurulu Başkanlığını da sürdürüyor. 1977 Sorgun doğumlu olan Çekerek’in, Gevrek Köyü’nden olduğu belirtiliyor.

Ziraat mühendisi olan diğer aday adayı Osman Güzel ise, meslekî çalışmalarını Yerköy’de sürdürüyordu.

Çankırı Belediyespor: 2 Yimpaş Yozgatspor: 0

TFF 2. Lig 4. Klasman Grubu'nda Çankırı Belediyespor, deplasmanda Yimpaş Yozgatspor'u 2-0 yendi.

TSO’da seçim rahatsızlığı

Yozgat’ın en önemli sivil toplum kuruluşlarından birisi olan Ticaret ve Sanayi Odası’nda (TSO) seçim tarihi konusunda anlaşmazlık yaşanıyor.

Yozgat Merhaba gazetesinin haberine göre, TSO Başkanı Şenol Daştan ile yönetim kurulu üyeleri seçim tarihi konusunda fikir ayrılığı yaşıyor. Seçim tarihinin, 4 üyenin imzası ile 19 Şubat 2009 Perşembe günü olarak belirlenmesinin rahatsızlığa sebep olduğu belirtiliyor.

Seçimin hafta içerisine getirilmesinin katılımın düşük kalmasına sebep olabileceği ve kararın tekrar gözden geçirilmesi gerektiği ifade ediliyor.

TSO Başkanı Şenol Daştan’ın seçim tarihi konusunda basın toplantısı düzenleyeceği bildirildi.

Yozgat basınında resmî ilân kavgası

Yozgat’ın mahallî gazetelerinden “Yozgat Haber” gazetesi ile “İleri” gazetesi arasında bir süreden beri devam eden “tartışma”, giderek “kavga”ya dönüşüyor. Her iki gazetenin yönetici ve yazarları, birbirlerine yönelik hakarete varan suçlamalarda bulunuyor.

“Yozgat Haber” ile “İleri” gazetesi arasında devam eden rekabet, önce “tartışma”ya, ardından da basın yoluyla sürdürülen bir “kavga”ya dönüştü. Yozgat halkı ise, bu kavganın gerçek sebebinin ne olduğunu anlamaya çalışıyor.

Rekabet güzel, kavga çirkin

Tarafsız gözlemciler ise, medyada meslekî rekabetin güzel, seviyesi düşük tartışma ve kavgaların ise çirkin olduğunu belirterek, Yozgat medyasının itibarının düşürülmemesi gerektiğinin altını çiziyorlar.

Tartışmayı alevlendiren yazılar

İki gazete arasındaki rekabeti tartışmaya dönüştürecek derecede alevlendiren, Yozgat Haber” gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni İnan Soyer’in, 12 Ocak 2009 tarihli “Sıra Yeni Ufuk gazetesinde” başlıklı yazısı oldu.

Soyer’in “internetten alıntı” suçlaması

Soyer, yazısında, “Yozgat Haber” gazetesinin 19 Mayıs 2008’de renkli ve büyük boy olarak yayınlanmaya başladığını; bunun üzerine “İleri” gazetesinin de ‘benzer bir yapılanmaya gitmek mecburiyetinde kaldığını’ yazdı. Ancak Soyer, bu gelişmeyi özetlerken, “İleri” gazetesinin ‘muhtevasının büyük bir kısmının internet alıntısı’ olduğunu iddia etti.

Kayhan: Resmî ilânlarımıza göz diktiniz

Soyer’in bu suçlamasına, İleri gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Yasin Nazım Kayhan cevap verdi. Kayhan, 14 Ocak tarihli “İnanılır olmak” başlıklı yazısında, “Yozgat Haber” gazetesinin sayfa ve personel sayısını artırmasının sebebinin, resmî ilânlardan daha fazla pay almak olduğunu öne sürerek, bu değişikliği ‘İleri ve YeniUfuk gazetelerinin resmî ilân paylarına göz dikmek’ olarak değerlendirdi.

Siz de “alıntı” yapıyorsunuz

Kayhan, Soyer’in, ‘haberlerinizin çoğunu internetten kopyalıyorsunuz’ mealindeki suçlamasına da cevap verdi. Kayhan, “Yozgat Haber” gazetesinin 1 Ocak’ta10, 2 Ocak’ta 9, 3 Ocak’ta 5, 5 Ocak’ta da 8 haberi internetten kopyalayıp yayınladığını öne sürdü.

Kayhan, “Şayet İnan Soyer, Yozgat Haber gazetesinin sadece 1 Aralık 2008 tarihinden bugüne kadarki sayılarına göz ucuyla bakarsa, kimin internet haberleri ile gazete sayfalarını şişirdiğini daha iyi anlayacaktır! Olmadı Sayın Soyer, İleri gazetesini eleştirirken kendinize ayna tutmayı ihmal ettiniz, hiç şık olmadı…” diye yazdı. Kayhan, “Yozgat Haber” gazetesine şöyle seslendi:

Yok öyle yağma!

“Yozgat’ta resmî ilânları yalnız ben yayınlayayım diye ek kontenjana başvuracaksın,
insanların ekmeklerine göz koyacaksın, sonra da onların bir köşede oturup sizi sessizce izlemesini bekleyeceksiniz. Yok öyle yağma!”

Kayhan, yazısında, İleri gazetesinin 14 sayfa olarak yayınlanmaya başlayıp, ek kontenjan için başvuruda bulunmasının “birilerini” rahatsız ettiğini ifade etti.

Merhaba gazetesi ‘tılsımı bozdu’

Kayhan’ın bu cevabı üzerine Soyer, yeni bir yazı kaleme alarak, hem tartışmanın başka bir boyutunu gündeme getirdi, hem de İleri’ye yönelik suçlamalarının dozunu artırdı.

Soyer, 15 Ocak tarihli, “İleri gazetesinin haberleri neredeyse tümden aşırma” başlıklı yazısında, tartışmanın geçmişine dair bir hatırlatma yaptı. Soyer, 22 Nisan 2008 tarihli “Vuslata az kaldı” başlıklı yazısından bir bölümü tekrar yayınladı. Bu bölümde Soyer, Yozgat’ta günlük olarak 3 gazete yayınlandığını, dördüncüsünün yayınlanmasına tahammül edemeyeceklerini yazmıştı.

Dördüncü gazeteye tahammül edemeyiz

Soyer, bu mesajının, o günlerde yayın hazırlığı yapan “Yozgat Merhaba” gazetesine yönelik olduğunu belirterek, mesajının ne anlama geldiğini şöyle açıkladı:

“Merhaba gazetesi sahibine, ‘Bak arkadaş, meydanı boş zannetme. Biz hedef büyüttük, işin zannettiğin gibi kolay değil. Çıta artık daha yüksek. Gel bu işten vazgeç’ mesajı verirken, İleri ve Yeni Ufuk gazetesi sahiplerine de ‘Dördüncü gazete çıkmadığı sürece sorun yok. Ama çıkması hâlinde ek kontenjana müracaat ederim, haberiniz olsun’ dedim. (…) Ahmet Büyüksoy uyarımı dinlemedi ve 4 Temmuz günü gazetesine start verdi.”

Bu açıklamanın ardından Soyer, Merhaba gazetesinin yayına başlamasıyla ‘tılsımın bozulduğunu’ ifade etti.

“Aşırma haber” linkleri

Soyer, yazısının devamında, İleri gazetesinin haberlerinin “internetten aşırma” olduğu iddiasını da sürdürdü. Soyer, İleri’nin bazı haber başlıklarını sıralayarak, bu haberlerin kopyalandığını ileri sürdüğü web sitelerinin linklerini verdi.

Merhaba bahane

İnan Soyer’in bu suçlaması üzerine Yasin Nazım Kayhan, 16 Ocak’ta “Yozgat Haber’in eline su dökemeyiz” başlıklı bir yazı yayınladı. Kayhan, yazısında, “Yozgat Haber” gazetesinin ek kontenjan (ilân payının artırılması) başvurusunda bulunma sebebi olarak yeni çıkan Merhaba gazetesini göstermesinin inandırıcı olmadığını; çünkü Merhaba’nın ilân hakkı elde edebilmesi için kanunen belli bir süre geçmesi gerektiğini, bu sürenin sonunda ilân alıp alamayacağının da bugünden belli olmadığını belirtti.

Yozgat Haber sözünde durmadı

Kayhan, “Yozgat Haber” gazetesinin ‘ek kontenjan’ başvurusunda bulunmayacağına dair taahhütte bulunduğu halde, bu sözünde durmadığını öne sürüyor. Soyer ise, bunu her ortamda dile getirdiğini iddia edip, Bekir Çaylak, Muammer Karadeli ve Ahmet Büyüksoy’u şahit gösteriyor. Buna karşılık Kayhan da, şahit gösterilen bu isimlerin diğer gazetelere mensup olduğuna işaret ederek, Soyer’in bu açıklamasını, ‘ek kontenjan’ başvurusunun kendilerinden gizlendiğinin bir itirafı olarak değerlendiriyor.

“Sözünde durmak şart mı?”

Kayhan ayrıca, Soyer’in köşe yazısında kullandığı “Ticarette ‘verilen sözlere itibar etmek’ gibi bir kural mı var? Göbeğimizi birlikte mi kestik?” sözüne işaret ederek, “Hangisine inanalım? O zaman kimse kimseye itimat etmesin, nasılsa ticaret bu diyerek, her yapılanı sinesine çeksin! İleri Gazetesi penceresinden bakıldığında, ek kontenjan meselesi gizli kapaklı yapılmıştır” diye yazdı. Kayhan, kendilerini rahatsız eden hususun ne olduğunu da şöyle özetledi:

Rahatsızlığımız ek kontenjan’dan değil

“Haa! Biz Yozgat Haber’in ek kontenjana başvurmuş olmasından rahatsız mıyız? Tabi ki hayır… Tek rahatsız olduğumuz konu; Sayın Soyer’in kendi kendine köşesinden alenen verdiği sözlerin, yine kendisi tarafından yerine getirilmemesidir. Yoksa, ek kontenjana Yozgat Haber’in başvurmuş olmasından değil… İleri gazetesi de ek kontenjana başvurmuştur. Ama bunu Yozgat Haber’i takip ettiği için değil, ekmek parası için yapmıştır.”

Ulusal basındaki demeçler Yozgat’taki kişilere uyarlanıyor

Kayhan, yazısında, “Yozgat Haber”e yönelik ilginç bir suçlamada daha bulundu. Kayhan, bu iddiasını şöyle dile getirdi:

“Örneğin; Ziraat Odaları Birliği'nin internet sitesine bir haber düşer, ertesi gün Yozgat Ziraat Odası Başkanı’nın ağzından bu haber yayınlanır. Ne başkanın haberi vardır, ne de Yozgat’taki diğer gazetelerin… Bu sadece bir örnek. Aynı şey diğer sivil toplum kuruluşlarına, hatta kurumlara da yapılıyor. (…) Düşünsenize, sizin fotoğrafınızla, sizin ağzınızdan bir haber yapılıyor, ama siz bu haberden bihabersiniz! Ben bunları düne kadar hiç yazmadım.”

Linklere linklerle cevap

Kayhan, Soyer’in İleri’ye yönelik “internetten haber aşırma” suçlamasına da aynı yöntemle karşılık vererek, “Yozgat Haber”de yayınlanan 14 haber başlığını sıralayıp, bu haberlerin kopyalandığını öne sürdüğü web sitelerinin linklerini verdi.

Bana çelme takıp, ortağımı benden kopardılar

İnan Soyer ise, aynı gün yayınlanan “Kendim ettim, kendim buldum” başlıklı yazısında, Yozgat’ta gazeteciliğin kalite kazanması için “Yozgat Haber”in sayfa ebadını büyütüp renkli olarak basmaya başladıklarını anlattıktan sonra, isimlerini vermediği bazı kişilerin kendisine çelme taktığını öne sürdü. Soyer, “Ortağımın aklını çelip kopardılar benden” diye yazdı. Soyer, suçlamalarını şöyle sürdürdü:

“Çalma-çırpma” suçlaması

“Sayfalarını internetten aşırma haberlerle doldurmayı bırakıp, haber peşinde koşmalarını, yetenekleri ölçüsünde kalemlerini konuşturmalarını salık veririm. (…) Ya adam gibi gazetecilik yapacak, ya hayat hakkı bulamayacak. Aşırma, iktibas, çalma/çırpma, kopyalayıp yapıştırma devri bitti.”

“İnternetten aşırma” suçlamasının gerçek hedefi ne?

“Yozgat Haber” gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni İnan Soyer, İleri gazetesi ile aralarındaki tartışmanın bir ‘rant kavgası’ olmadığını, ‘ek kontenjan’ ayrışmasının bir rant paylaşımı etrafında gerçekleşmediğini öne sürüyor.

Ancak, Basın İlân Kurumu’nun ilân şartlarını belirleyen kanunî esasları incelendiğinde, “internetten aşırma” suçlamasının bilinçli bir suçlama olduğu anlaşılıyor. Zira, Basın İlân Kurumu’nun belirlediği kurallara göre, kaynak gösterilmeden internetten alıntı yapan gazeteler resmî ilân alamaz…

Gazetelerin gösterdiği personelin kaç tanesi fikir işçisi?

Resmî ilânlardan aldıkları payın yükseltilmesi için başvuruda bulunan gazetelerin bazı vasıflara sahip olması gerekiyor. Bu gazetelerin; belli oranda yazar, editör, muhabir gibi “fikir işçisi” çalıştırıyor olması gerekiyor. ‘Ek kontenjan’ talebinde bulunan gazetelerin “fikir işçisi” olarak gösterdikleri personelin gerçekten “fikir işçisi” konumunda olup olmadıklarının iyi araştırılması gerektiğine dikkat çekiliyor.

Yöneticilerin kavgasına yazarlar da karıştı

“Yozgat Haber” gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni İnan Soyer ile “İleri” gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Yasin Nazım Kayhan arasında köşe yazılarıyla süren polemik, gazetelerin yazarlarına da sıçradı.

Koçsoy’dan “hırsızlık” suçlaması

“Yozgat Haber” yazarı Yusuf Koçsoy, 16 Ocak’ta “Haber aşırmak açıkça çalmaktır” başlıklı bir yazı yayınladı. Koçsoy, “Bir fikir ve emek ürünü olan haberi aşırmak, fiilen bir hırsızlıktır” dedi.


“Yasal işlem” çağrısı

Koçsoy, yazısında ayrıca, “Haber, bir fikir ve emek ürünü olduğuna göre ve her haberin, her yazının bir gerçek sahibi olduğuna göre, sahipleri; haberini/yazısını izinsiz olarak kullananlar hakkında ‘yasal işlem’ yapmalıdırlar” diye yazdı.

Erkılıç: Hırsızlığın yolunu Koçsoy gösterdi

İleri gazetesinin Yazı İşleri Müdürü Seda Erkılıç da, 17 Ocak tarihli “Yazıklar olsun” başlıklı yazısında, Yusuf Koçsoy’a yönelik ağır suçlamalarda bulundu.

Başlangıçta her iki gazetenin Genel Yayın Yönetmenleri arasında süren tartışmayı sessizce okumakla yetindiğini belirten Erkılıç, “Ama boyut veya seviye öyle birden bire şekil değiştirdi ki, bu duruma hiç dahil olmamam gerektiği halde, gazeteme yapılan suçlamalara, Yazı İşleri Müdürü olarak cevap vermem gerektiğini düşündüm” diye yazdı.

Erkılıç, “Eğer üçüncü kişi olaya girmeseydi, dördüncü kişi asla olmazdım” diyerek, “Yozgat Haber” yazarı Yusuf Koçsoy’un tartışmaya dahil olması sebebiyle kendisinin de katıldığını belirtti.

Koçsoy’un aşıramayacağı haber yoktur

Koçsoy ile “geçen yıl bugünlerde” mesai arkadaşı olduklarını belirten Erkılıç, “Kendisinin isteyip de bulamayacağı, aşıramayacağı internet haberi yoktur” suçlamasında bulundu. Beraber çalıştıkları dönemde, haber alabileceği bazı siteleri kendisine Koçsoy’un öğrettiğini ifade eden Erkılıç’ın şu ifadesi dikkat çekti:

Dinime küfreden bari Müslüman olsa...

“Bu yüzden bana hırsız diyen kişi, hırsızlığın yolunu bana göstermeyen kişi olsaydı, inanın bu gün sizlere bu yazıyı yazamayacak kadar ağır bir psikolojinin içerisine girer, bu yazıyı da yazmazdım...”

Teyid etmeden haber yayınlamadık

Erkılıç, “İnternet dünyasının kısayolları”nı Koçsoy’dan öğrendiğini belirterek, “Ama haberlerin doğruluğunu öğrenmek adına muhatap olan kişiye danışmadan hiç haber yapmadık. Sayın Koçsoy gibi, oturduğumuz yerden gazete çıkartma yoluna gitmedik. Herkesin yaptığı gibi bazı kısa yolları biz de kullandık; ama araştırmayı doğrulatmayı ihmal etmedik” diye yazdı.

Kendi gazetesine dost mu düşman mı?

Koçsoy’un “yasal işlem” çağrısını da değerlendiren Erkılıç, “Bunu isterken kendi kurumu hakkında ne düşündüğü, dost mu düşman mı olduğu ise tartışılacak kadar derin bir mevzudur” ifadesini kullandı.

Böyle devam edersen, bildiklerimizi söyleriz

Koçsoy’u “Hiçbir yerde dikiş tutturamayan, her gittiği yeri karıştıran” birisi olarak nitelendiren Erkılıç, şu uyarıda bulundu: “Eğer bu tip belden aşağı yazılar devam ederse, biz de dökeriz eteklerimizde ne varsa, Sayın Koçsoy...”

Koçsoy, gazeteleri birbirine düşürüyor

İleri’nin yazarlarından Evren Kurban ise, 17 Ocak’ta yayınlanan “Yusuf Koçsoy’un gazına gelme İnan Abi” başlıklı yazısında, (Erkılıç gibi) bu tartışmaya Yusuf Koçsoy’un yazısı sebebiyle dahil olduğunu belirtti.

Koçsoy’u “her devrin adamı” ve “Yozgat basınında ne kadar gazete var ise, en az 2’şer defa girip ortalığı karıştıran kişi” olarak nitelendiren Kurban, Koçsoy’la aynı meslekte olmaktan utandığını ifade etti. Kurban, Koçsoy’un çalıştığı her gazetenin, onun zamanında diğer gazetelerle kavga edecek duruma geldiğini öne sürdü.

Kurban’dan Koçsoy'a istifa çağrısı

Yazısında Koçsoy’a “Bu mesleği artık daha dibe batırmaktan vazgeç” diye seslenen Kurban, Koçsoy’un gazetecilik eğitimi gördüğünü de hatırlattıktan sonra, “Eğer o okullarda senin kullandığın yazı karakterleri öğretiliyor ise, tüküreyim o öğretilen karaktere” ifadesini kullandı.

Yozgat Haber’in ortağı ve Genel Yayın Yönetmeni İnan Soyer ile İleri gazetesinin sahibi Mükremin Kayhan arasındaki hukuku kimsenin bozamayacağını ifade eden Kurban, Soyer’e, Yusuf Koçsoy’u gazeteden uzaklaştırma çağrısı yaptı. Soyer ile akraba olduklarını da belirten Kurban, Koçsoy’a da şu çağrıda bulundu:

“Ya da kimseyi yorma Yusuf Koçsoy, sen bırak bu işi. (…) Yeter, bırak bu mesleği, hem kurumlar rahatlasın, hem de biz gazeteciler...”

17 Ocak 2009 Cumartesi

Yozgatlı gençler UniKOBİ projesine katılacak

Kısa adı “UniKOBİ” olan Üniversiteler ve KOBİ’ler arası İşbirliğinin Geliştirilmesi Projesine Yozgat’tan seçilecek olan gençler de katılacak.

Gazi Üniversitesi'nin sahipliğinde yürütülen Üniversiteler ve KOBİ'ler Arası İşbirliğinin Geliştirilmesi (UniKOBİ) Projesi, basına tanıtıldı.

Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan, üniversitede düzenlenen tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, UniKOBİ Projesiyle, Avrupa Birliğine (AB) üye ülkelerin üniversiteleriyle Türk üniversiteleri arasındaki işbirliğinin artırılmasının hedeflendiğini söyledi.

Bu çerçevede bir network kurulacağını belirten Ayhan, üniversiteler arasında tecrübelerin paylaşılacağını, üniversite-sanayi-sivil toplum kuruluşlarının yer aldığı projelerin geliştirileceğini bildirdi.

UniKOBİ Projesiyle proje ortağı üniversitelerin müfredatlarını karşılaştırmak ve daha da önemlisi kültürler arası etkileşimi artırmanın amaçlandığını ifade eden Ayhan, projenin hedef kitlesinin ise genç ve dinamik, teknolojiyi hayatın içinde kullanabilen bir kitle olacağını ve bu kitlenin yüzde 75'inin Ankara'dan diğer kısmının ise Kayseri, Yozgat ve Litvanya'dan seçileceğini belirtti.

UNİKOBİ projesi nedir?

1 Haziran 2008'de başlatılan UniKOBİ Projesi, ''AB Sivil Toplum Diyologu-Üniversiteler Programı'' çerçevesinde destek gören ve AB tarafından finanse edilen, yaklaşık 422 bin avro bütçeye sahip bir AB projesi.

Proje sahibi konumunda bulunan koordinatör kurum ise Gazi Üniversitesi. Bozok Üniversitesi ile Litvanya'nın Siauliai Üniversitesi de projede yer alan diğer ortak kurumlar.

Erciyes Üniversitesi, Türkiye Teknik Elemanlar Vakfı, Türkiye İş Kurumu, OSTİM Organize Sanayi, Phönix Vakfı (Avusturya), Frohsinn Förderkreis Derneği (Almanya) de projedeki iştirakçi kuruluşlar.

Proje kapsamında Türk üniversiteleriyle AB üniversiteleri arasında işbirliğini sağlayacak bir ağ oluşturulacak. Almanya ve Avusturya gibi AB ülkelerine çalışma ziyaretlerinde bulunulacak.

AB ve Türkiye üniversitelerindeki ders müfredatları mukayese edilerek iyi uygulamaların Türk eğitim sistemine kazandırılmasını amaçlayan proje, Ankara, Yozgat, Kayseri ve Siauliai (Litvanya) gibi şehirlerde uygulanacak. Bu şehirlerde, 5 bin öğrenci, 500 öğretim elemanı ve en az 8 bin KOBİ'ye ulaşılmaya çalışılacak.

16 Ocak 2009 Cuma

AK Parti Devecipınar Belde Başkanı öldü

Yozgat’ın Boğazlıyan ilçesi Devecipınar beldesinde, AK Parti Belde Başkanı Mustafa Eroğlu, sobadan sızan karbonmonoksit gazından zehirlenerek öldü.

Kayseri’de ikamet eden Mustafa Eroğlu'nun pazartesi günü Kayseri’deki evinden ayrıldığı belirtildi. Kayseri’deki yakınlarının Yozgat’ta, beldedeki yakınlarının da Kayseri’de olduğunu düşünerek arayıp sormadığı Mustafa Eroğlu'nun durumu, akrabalar arasındaki telefon görüşmesi sonucu ortaya çıktı.

Yakınları, Eroğlu’ya cep telefonundan ulaşamayınca Jandarma’ya başvurdu. Jandarma, Eroğlu’yu beldeye geldiğinde kaldığı evinde, yatakta ölmüş halde buldu.

Sağlık ekipleri tarafından yapılan ilk incelemede Eroğlu’nun, odada bulunan kömür sobasından sızan karbonmonoksit gazından zehirlendiği belirtildi. Ölüm sebebinin kesin olarak belirlenmesi amacıyla Eroğlu’nun cesedi Ankara Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.

Büyüksoy: MHP kazanmasın diye
SP’liler AK Parti’ye oy verebilir

Merhaba Yozgat gazetesi sahibi ve başyazarı Ahmet Büyüksoy, Yozgat’ta MHP’nin Belediye Başkanlığı’nı tekrar kazanmasını istemeyen Saadet Partililerin ‘kerhen’ de olsa AK Parti’ye oy verebileceklerini ileri sürdü.

Ahmet Büyüksoy, “Adım adım seçime...” başlıklı yazısında, 29 Mart seçim sürecinde Yozgat’ın siyasî durumuna dair tespit ve tahminlerde bulundu.

Büyüksoy’un Saadet Partisi tabanına yönelik şu tespiti dikkat çekti:

“Yozgat’ta MHP’nin tekrardan seçim kazanacağının hesabı da yapılıyor. Bunu bilen Milli Görüşçü Saadet Partililerin, ‘MHP tekrardan seçim kazanmasın’ diye AK Parti’ye ‘kerhen’ de olsa oy verebilecekleri ifade ediliyor.”

SP kazanamasa da AK Parti’ye kaybettirir

Ahmet Büyüksoy’un bu konudaki bir başka tespiti de şöyle:

“Diğer beldelerimizde 20-30 oyla başkanlıklarının el değiştireceği düşünüldüğü zaman, Saadet Partisi’nin yükselen imajı karşısında AK Parti’nin zorlanacağı, hatta bir çok yerde Saadet Partisi seçimi kazanamasa bile AK Parti’ye seçim kaybettireceği söylenenler arasındadır.”

15 Ocak 2009 Perşembe

Mikrokredi ile 400 evhanımı kendi işini kurdu

Yozgat Valisi Amir Çiçek, mikrokredi imkânından faydalanarak üretim yapan evhanımlarını işyerlerinde ziyaret etti. Çiçek’in ziyaretine, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Muammer Yanık ve Mikrokredi Şube Müdürü Nihal Alan da katıldı.

Yozgat Valisi Amir Çiçek, mikrokredi kullanarak üretim yapan evhanımlarının çalışmaları ve ihtiyaçları hakkında bilgi aldı. Vali Çiçek, ziyaretten sonra yaptığı değerlendirmede, “Bu ziyaretlerimde şunu da gördüm ki, Yozgatlı hanımlarımıza, gençlerimize, iş kurmada yardımcı olursak, kimseye muhtaç olmadan kendi kendilerine işlerini yapabilecek durumdadırlar” dedi. Çiçek, mikrokredi uygulamasının Yozgat’ın ilçelerinde de yaygınlaştırılması için çalışma yaptıklarını söyledi.

400 girişimciye toplam 289 bin TL. kredi

21 Temmuz 2007 tarihinden itibaren başlanan mikrokredi uygulamasıyla, üretim yapabilecek kabiliyete sahip olup da sermaye bulamayan evhanımlarına, yapacakları işin niteliğine göre 500, 700 ve 1000 TL. tutarında kredi veriliyor. Mikrokredi uygulamasından bugüne kadar yaklaşık 400 evhanımı faydalandı. Verilen kredi toplamı ise 289 bin TL.

Kabiliyete göre iş

Mikrokredi uygulamasından faydalanan evhanımlarından kimisi kuaför salonu açıyor, kimisi yemek ya da tatlı yapıyor, kimisi de evinin bir odasını atölye hâline getirerek örgü ya da dikiş makineleriyle üretim yapıyor.

Şahmuratlı Köyü’ne 35 bin Dolar’lık proje desteği

Küresel Çevre Fonu, Yozgat’ın Sorgun ilçesine bağlı Şahmuratlı Köyü’nde uygulanan projeye 35 bin Dolar tutarında malî destek verdi. Söz konusu projeyle, çanak antenler güneş enerjisi ile çalışan ocak hâline getiriliyor. 35 bin Dolarlık kaynakla, sebze-meyve kurutma fırınları ile damla sulama sistemleri de geliştirilecek.

Yozgat’ın Sorgun ilçesine bağlı Şahmuratlı Köyü’nde bulunan Kerkenes Harabeleri’nin kazı merkezi sorumlusu Françoise Summers tarafından, yenilenebilir enerji kullanımına yönelik hazırlanan projeye Küresel Çevre Fonu’ndan 35 bin Dolarlık destek geldi.

1993 yılında Kerkenes Harabeleri’nde kazı ve araştırma çalışmalarının başlamasıyla birlikte Şahmuratlı Köyü’nde kurulan kazı merkezinde yenilenebilir alternatif enerjiler konusunda çalışmalara başlayan Arkeolog Prof. Dr. Geofrey Summers’ın mimar eşi Françoise Summers tarafından Şahmuratlı Köyü’nün gelişimi ve kalkınması için hazırlanan proje, Küresel Çevre Fonu (Global Environment Facility-GEF) tarafından kabul edildi.

Şahmuratlı Köyü Muhtarı Osman Muratdağı, Françoise Summers’ın katkılarıyla “Şahmuratlı Köyü Kerkenesi Tanıtma Güzelleştirme Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği” kurulduğunu söyledi.

Muhtar Muratdağı’nın verdiği bilgiye göre, “Dernek himayesinde hazırlanan ‘Güneş Enerjili Tasarımların İyileştirilmesi ve Markalaşma Altyapısının Kurulması Projesi’, Küresel Çevre Fonu tarafından kabul edildi. Küresel Çevre Fonu’ndan projeye verilecek 35 bin Dolarlık kaynak, öncelikli olarak güneş enerjisi ile çalışan ve çanak antenlerle yapılan ocakların ve sebze-meyve kurutma fırınlarının damlama sulama sitemlerinin geliştirilmesinde kullanılacak.”

(Kaynak: kenthaber.com)

14 Ocak 2009 Çarşamba

Şüpheli paket boş çıktı

Yozgat Sarraflar Caddesi’nde bir işporta arabasının üzerine konan ve kablo bağlantıları ile bomba süsü verilmeye çalışıldığı intibaı veren düzenek, bomba imha uzmanı polisler tarafından fünye ile patlatıldı. Düzeneğin patlayıcı olmadığı anlaşıldı.

Yozgat şehir merkezinde, Saat Kulesi ile tarihî Çapanoğlu Büyük Camii arasındaki Sarraflar Caddesi’ne açılan ara sokakta, bir işportacı arabasının üzerine bırakılan kablolu düzenek, vatandaşların dikkatini çekti. Dün saat 17.30 sıralarında vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine gelen polisler, alanı güvenlik kordonu altına aldıktan sonra, şüpheli paketi fünye ile patlattı. Paketin patlayıcı olmadığı anlaşıldı.

Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

(Fotoğraf: Yozgat gazetesi)

Aplak: 20 ton kömürümüz var, iddialar asılsız

Yozgat’ın Esenli belde belediyesi, fakir fukaraya dağıtılması için verilen kömürleri kullanmakla suçlanıyor. Belediye Başkanı Salih Aplak ise, kendilerine ait 20 ton kömürleri olduğunu belirterek, söz konusu vakıf kömürlerine ihtiyaçları olmadığını ifade ediyor.

Esenli Belediye Başkanlığı’nın, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından yardıma muhtaç vatandaşlara dağıtılması için gönderdiği kömürleri ısınmada kullandığı iddiasıyla, Jandarma’ya ihbarda bulunuldu.

İhbar üzerine, jandarma ekipleri belediye hizmet binasında arama yaptı. Yapılan aramada, kalorifer dairesinde 9, kilitli bir depoda ise 200 torba kömür bulundu. Yozgat Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Belediye Başkanı Salih Aplak hakkında soruşturma başlattığı bildirildi.

20 ton kömürümüz var, suçlamalar asılsız

Esenli Belediye Başkanı Salih Aplak ise, belediyeye ait 20 ton kömürleri olduğunu, dolayısıyla söz konusu vakıf kömürlerine ihtiyaçları olmadığını ifade ederek, suçlamaları reddetti. Aplak, şu açıklamada bulundu:

“Yağmur ve kar yağışı sebebiyle kömür ıslanmasın diye depoya kaldırılmıştır. Beldemizde 4 mahalle muhtarı var. Muhtarlarımız kömürleri dağıtıyor. Ayrıca belediyemizin iki ayrı kalorifer dairesi bulunmaktadır. 9 torba kömür, kullanılmayan kalorifer dairesinde görülmüştür.”

Belediye olarak vatandaşa kömür yardımında bulunduklarını da belirten Aplak, “Biz neden devletin gönderdiği kömürü kullanalım? Belediye olarak bizim ısınma kömürümüz ayrı alınmıştır ve şu anda 20 ton kömürümüz mevcuttur” dedi.

13 Ocak 2009 Salı

Yozgat’ta trafik kazası: 6 yaralı

Yozgat’ta, park halindeki arızalı minibüse otomobil çarptı. Şarampole devrilen otomobildeki 5 kişi ile, minibüsün arızasını gidermeye çalışan 1 kişi yaralandı.

Kaza, bu sabah 08.00 sıralarında Musabeyli Köyü yakınlarında meydana geldi. Karalar Köyü’nden Yozgat’a gelen Murat Akyol’un kullandığı 66 AK 284 plakalı yolcu minibüsü, Musabeyli Köyü’nü geçtikten sonra arızalandı. Sürücünün oğlu Mithat Akyol, park hâlindeki aracın altına girerek arızayı tespit etmeye çalışırken, arkadan gelen İbrahim Bağcı’nın kullandığı 66 AH 134 plakalı otomobil, minibüse arkadan çarparak şarampole savruldu.

Kazada, Mithat Akyol ile otomobil sürücüsü İbrahim Bağcı, otomobilde bulunan Derviş Dinç, Ahmet Kabadayı, Fahri Şahin ve Gülsüm Bağcı yaralandı. Yaralılar, Yozgat Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Kazayı, minibüs yolcuları yara almadan atlatırken, otomobilde bulunan Gülsüm Bağcı’nın durumunun ağır olduğu öğrenildi.

Jandarma kazayla ilgili soruşturma başlattı. Kazanın otomobil sürücüsünün gözüne güneş gelmesi sebebiyle minibüsü görememesinden kaynaklandığı ileri sürüldü.

12 Ocak 2009 Pazartesi

Emniyet, dinamitler hakkında “tahmin”de bulundu

Sorgun İlçe Emniyet Müdürü Hayrullah İmdat, Agâh Efendi Mahallesi’ndeki Hacılar Camii’nin şadırvanında poşet içine konulmuş olarak bulunan 6 adet dinamit lokumunun, terörle ilgisinin olmadığını açıkladı. İmdat, dinamitlerin, “balık tutmak amacıyla” bir madenci tarafından alınmış olabileceğini ileri sürdü.

Yozgat’ın Sorgun ilçesi Agâh Efendi Mahallesi’ndeki Hacılar Camii’nin cemaati, dün şadırvan üzerinde 6 adet dinamit lokumu olduğunu fark ederek durumu polise bildirdi.

Yozgat merkez ilçeden olay yerine gelen Emniyet Müdürlüğü ekipleri, dinamit lokumlarını bulunduğu yerden alarak inceleme yaptı.

Sorgun İlçe Emniyet Müdürü Hayrullah İmdat, yapılan incelemeden sonra bu gün yaptığı açıklamada, caminin şadırvanı üzerinde bulunan dinamit lokumlarının terörle ilgisinin olmadığını açıkladı.

İmdat, ilçede 4 ayrı kömür işletmesinin bulunduğunu ve kömür çıkartmak için dinamit kullanıldığını hatırlatarak, “Burada bulunan 6 adet dinamit lokumunun çok eski olduğunu, dinamit lokumlarının akmış olmasından belirledik. Kömür ocaklarının birinde çalışan işçilerden birisinin dinamitleri balık tutmak amacıyla alıp, fırsat bulup kullanamadığını, sonra da buraya bıraktığını tahmin ediyoruz” dedi.

İmdat, patlama ihtimali düşünülerek, dinamit lokumlarının poşet içerisine konulduktan sonra çöpe atılmayıp şadırvanın üzerine açık bir şekilde bırakılmış olabileceğini ifade etti.

Dinamit lokumlarının yapımının üzerinden 10 yıl geçtiği ve bundan dolayı patlayıcı özelliğini kaybettiği, olayla ilgili soruşturmanın devam ettiği belirtiliyor.

Yazarlar, mitinge katılımın azlığından şikâyetçi

Geçen Cumartesi günü Yozgat Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen mitinge katılımın beklenenden az olması, gazete yazarlarının tepkisine sebep oldu.

Merhaba Yozgat gazetesi yazarı Çetin Mermertaş, mitingin başka bir boyutunu da ele alarak, MHP’li grubun siyasî kimliklerini öne çıkaran tavırlarını eleştirdi.

Erkılıç: İsrail’e değil, Yozgat’a bile sesimizi duyuramadık

İleri gazetesi Yazı İşleri Müdürü Seda Erkılıç, “Sözde tek yürek” başlıklı yazısında, onlarca dernek ve sivil toplum örgütünün bir araya gelmesine rağmen, mitingde Cumhuriyet Meydanı’nı dolduracak kadar bile bir kalabalık toplanamadığına işaret etti. “İsrail’e değil Yozgat’a bile sesimizi duyuramadık” diyen Erkılıç, tepkisizlik olarak değerlendirdiği katılım eksikliğine tepki gösterdi.

Yılmaz: Hey gözünü sevdiğimin ülkesi

Aynı gazetenin yazarlarından Tarık Yılmaz ise, “İki gün” başlıklı yazısında daha genel bir değerlendirme yaparak, İsrail’e en fazla tepkinin ve dünyada yardıma ihtiyaç duyan ülkelere en fazla yardımın Türkiye’den çıktığına işaret edip, daha iyimser bir analiz yaptı. Yılmaz, bu bakış açısını şöyle dile getirdi:

“Bakın Türkiye'ye... Hey gözünü sevdiğimin ülkesi. Tsunami olur ordasın, Hindistan yerle bir olur ordasın, Afganistan ağlar ordasın. Nerede yok ki bu vefakâr millet…”

Ancak Yılmaz da, “Katılım beklenildiği gibi olmadı. Nedendir bilinmez, beklenen kesimler yoktu orada” diyerek, Yozgat’taki mitingin beklenen ilgiyi görmediğini belirtti.

Büyüksoy: Manzara pek de iç açıcı değildi

Yozgat Merhaba gazetesi yazarı M. Recai Büyüksoy da, “Filistin’e destek, İsrail’e lânet” başlıklı yazısında, mitinge katılımın düşük oluşunu şöyle ifade etti:

“Gerçeği söylemek gerekirse, Filistin’e destek mitingine olan katılım beklenen gibi olmadı. En azından Cumhuriyet Meydanı’nın dolması beklenirken, maalesef katılım çok yetersizdi. Farklı din ve düşüncelere sahip olan milletlerin, insanların düzenlediği mitinglerde dahi yüksek sayıda katılım olurken, ilimizde yapılan destek gösterilerindeki manzara pek de iç açıcı değildi.”

Mermertaş: Kişisel tepki çok, toplu tepki az

Aynı gazetenin yazarlarından Çetin Mermertaş da, “Mitingte siyaset” başlıklı yazısında, katılımın az oluşunu şöyle değerlendirdi:

“Kişisel tepkinin arttığı bir dönemde, toplu tepkiye katılımın az olması da dikkat çekiciydi. Cumhuriyet Alanı’nın bir köşesinde başlatılan miting, kısa süre içerisinde son buldu. Bizim tepkimiz, desteğimiz, acıyı paylaşmamız bu kadar olur. Gerisi boş laf…”

Mitingteki MHP’li gruba eleştiri

Çetin Mermertaş, yazısında, mitinge katılan MHP’li grubun siyasî kimliğini öne çıkaran tavrını da eleştirdi. “Akla gelebilecek her türlü organizasyonda ‘siyasî görüş’ün yansıtılmasına anlam vermekte güçlük çekiyorum” diyen Mermertaş, eleştirisini şöyle dile getirdi:

“Toplumsal bir olay içerisinde siyasi görüşünün yansıtılması… Cumartesi günü yapılan mitingin siyasetle ne alâkası var? Farklı görüşlere sahip insanların bir araya gelip, sesini yükselttiği, haykırdığı bir ortamda, birileri çıkıp adeta oyunbozanlık yapıyor. Enteresan… Bunu yapanlar da hep aynı kesim. Sanırsınız, mitingi sadece kendileri düzenlemiş… Neden böyle oluyor? Neden siyasî görüş hep ön plana çıkarılıyor? Bunun irdelenmesi şart.

Bu tavır MHP’ye zarar veriyor

Kimden bahsediyoruz? Elbette, bunu alışkanlık haline getirmiş MHP’lilerden. Aslında toplumsal konularda bu tür yaklaşımlar, siyaseti alet haline getirmeler , partiye büyük zarar veriyor… Farkında da değiller… İnsanlar çekiniyor, endişe duyuyor, kaçıyor…

Cumartesi günü de aynı manzaralar karşımıza çıktı. İlin Belediye Başkanı orada. Mitingin ön sırasında Halkla iç içe. Diğer siyasî parti temsilcileri orada ama, destek için birleşmişler. Siyaset yapmadan… Geri planda bıraktılar… Sanırım MHP’nin artık kendini sorgulama zamanı gelmiştir…”

MHP, internette atağa geçti

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), 29 Mart seçim sürecinde internet teknolojisini etkin bir şekilde kullanmak için başlattığı çalışmalarını artırarak sürdürüyor. MHP Yozgat Belediye Başkan Adayı Mehmet Ali Çakır ve MHP Sarıkaya Belediye Başkan Adayı Mecit Muş, kişisel web sitelerinden yaptıkları yayınlarla çalışmaları hakkında seçmenlere ayrıntılı bilgi vermeyi hedefliyor.

mecitmus.com’un arayüzü yenilendi

Yozgat’ta seçmenlere ulaşmak için interneti kullanan ilk belediye başkan adayı olan Mecit Muş’un resmî web sitesinin arayüzü (görüntüsü, tasarımı) yenilendi. www.mecitmus.com adresinden yayın yapan web sitesi, daha estetik ve interaktif kullanıma uygun hâle getirildi. Sitede yayınlanan siyasî haberlerle de, partililer gelişmelerden haberdar ediliyor.

MHP sitelerine standart getirildi

Bu arada, Mecit Muş’un resmî web sitesi, Mehmet Ali Çakır’ın www.baskancakir.com adresindeki sitesi ile aynı formata dönüştürüldü. Böylece, MHP adına yayın yapan sitelerde teknik ve görsel bütünlük sağlandı. Artık her iki site de aynı tarzda ve aynı formatta yayın yapıyor ancak içerikleri farklı. MHP adaylarının siteleri, kısa süre içerisinde partililerin sık sık ziyaret ettikleri bir adres hâline geldi.

11 Ocak 2009 Pazar

Sorgun’da Cami yakınında patlayıcı bulundu

Yozgat’ın Sorgun ilçesindeki Hacılar Camii’nin yakınında dinamit bulundu. 4 ya da 6 adet olduğu ileri sürülen dinamitlerin, bulunduğu yere ne maksatla konduğu henüz bilinmiyor. Cami civarındaki vatandaşlar, dinamitlerin madencilere ya da tarihî eser kaçakçılarına ait olabileceğini ifade ediyorlar. Yozgat Valiliği’nin dinamitlerle ilgili soruşturma başlattığı öğrenildi.

Yozgat Muhabir’in edindiği bilgiye göre, vatandaşlar bu sabah saat 10.00 sıralarında, Sorgun Hacılar Camii’nin yakınında patlayıcı olduğunu fark ederek polise ihbarda bulundular. Olay yerine gelen polis, ilk incelemesinin ardından, dinamitleri Emniyet Müdürlüğü’ne götürdü.

4 ya da 6 adet olduğu ileri sürülen dinamitlerin, bulunduğu yere ne maksatla konduğu henüz bilinmiyor. Cami civarındaki vatandaşlar, dinamitlerin madencilere ya da tarihî eser kaçakçılarına ait olabileceğini ifade ediyorlar.

Konu hakkında henüz resmî açıklama yapılmazken, Yozgat Valiliği’nin, bulunan dinamitlerle ilgili soruşturma başlattığı öğrenildi.

TOKİ, 66 plakalı Yozgat’ta 666 konut yapacak

Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) Yozgat Merkez Eskipazar inşaatlarını yaptırmak üzere ihale açtı.

TOKİ, Yozgat Merkez Eskipazar'a 666 adet konut, 1'er adet 32 derslikli ilköğretim okulu, ticaret merkezi, cami; ada içi, genel altyapı ve çevre düzenlemesi inşaatlarını yaptıracak.

Tünel kalıp sistemiyle betonarme karkas 666 adet konut, konvansiyonel kalıp sistemiyle betonarme karkas 1 adet 32 derslikli ilköğretim okulu, 1 adet bekçi kulübesi, 1 adet cami, 1 adet ticaret merkezi ile ada içi altyapı, genel altyapı ve çevre düzenlemesi inşaatının ihalesi 18 Şubat 2009 tarihinde saat 10.00'da TOKİ'de gerçekleştirilecek.

Bütün isteklilerin katılabileceği ihalede işin süresi yer tesliminden itibaren 600 gün olarak belirlendi.

İhale Şartları

İhalelere katılmak isteyenler, şartnameyi her iş için ayrı bedel ödeyerek TOKİ'den satın alabilecekler. Şartnameye göre hazırlanacak olan teklif mektupları ise belirtilen ihale tarihlerinde ihale saatine kadar TOKİ'ye anahtar teslimi götürü bedel üzerinden verilecek. Buna göre ihale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle anahtar teslimi götürü bedel sözleşme imzalanacak. İşin tamamı için teklif verilecek olan ihalelerde katılımcılar teklif ettikleri bedelin yüzde 3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat verecekler.

Yozgat’ta bin 412 hektar 2B alanı bulunuyor

Hükümetin 29 Mart seçimlerinden önce yasa çıkarmayı planladığı 2B alanları 473 bin 419 hektar alanı kapsıyor. Yozgat’taki 2B alanının ise bin 412 hektar olduğu öğrenildi.

Hazırlanan yasa taslağıyla hak sahiplerine rayiç değerler üzerinden satılması, TOKİ'ye emlâk vergisine tâbi değerler üzerinden devri planlanan 2-B'lerin toplam büyüklüğü 473 bin 419 hektarı buluyor. Kadastro çalışmaları tamamlandığında bu rakamın 600 bin hektara ulaşacağı tahmin ediliyor. Yozgat’ta toplam bin 412 hektar 2B alanı (orman dışına çıkarılmış araziler) bulunuyor. Kanun Tasarısı’nın taslağında, bu konuda şu bilgi veriliyor:

2B'ler neden satılıyor?

“10-30 yıldır işgalcilerin elinde bulunan, devlete o günden bu yana bir kuruş ödemeyen, aksine kullanan kişilerce harici senetlerle alınıp, satılan yeniden orman yapılması mümkün olmayan bu arazilerin, kullananların elinden alınıp, orman içi köyler halkına tahsis edilebilmesi de mümkün değildir. Bu yerlerin rayiç değerleri üzerinden değerlendirilerek sağlanacak malî kaynak, öncelikle nakledilecek orman köylülerine ait taşınmazların kamulaştırılması, bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında yarar görülmeyen, ancak tarım alanı olarak kullanılmasında yarar görüldüğü için orman sınırları dışına çıkartılan yerlerin ıslah, imar ve ihyası, naklen iskân, orman köylülerinin kalkınmalarının desteklenmesi ve yeni orman alanlarının tesisinde kullanılacaktır.”

10 Ocak 2009 Cumartesi

Gazeteciler sadece 10 Ocak’ta hatırlanmasın

Yozgat Valisi Amir Çiçek, Blediye Başkanı Yusuf Başer, Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İnci Varinli ve AK Parti İl Başkanı Zekeriya Avşar, 10 Ocak “Çalışan Gazeteciler Günü” münasebetiyle birer kutlama mesajı yayınladı.

Yozgat medyasının çalışanları ise, bu kutlamalardan dolayı memnuniyetlerini ifade etmekle birlikte, sadece 10 Ocak’ta hatırlanmak değil, sıkıntılarının kalıcı olarak çözüme kavuşturulmasını istiyorlar. Diğer taraftan, gazeteciler de “Gazeteciler Günü”ne sahip çıkmamakla eleştiriliyor.

Vali Çiçek: Basın demokrasinin vazgeçilmez unsurlarındandır

Yozgat Valisi Amir Çiçek, 10 Ocak “Çalışan Gazeteciler Günü” münasebetiyle yayınladığı kutlama mesajında, basının demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından birisi olduğunu belirtti.

Rektör Varinli: Basın, ilkeli ve özgür olmalı

Gazetecilerin, görevlerini icra ederken zor şartlar altında çalıştığını belirten Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İnci Varinli de, “insanlar, basından aldığı bilgiler doğrultusunda hareket ederler” diyerek, basının önemine işaret etti.

Gazetecilerin, gazetecilik ilkelerini göz önünde bulundurarak haber yapma sorumlulukları bulunduğunu da hatırlatan Rektör Varinli, “Bütün bu sorumluluklarla birlikte, gazetecilere düşüncelerini rahatlıkla ifade edebilecekleri özgür bir ortam ve belli başlı yasal hakların sağlanması gerekir” dedi. Bu hakların ancak kanunla sağlanabileceğini ifade eden Varinli, demokratik ve çağdaş bir ülke hâline gelebilmek için, basının özgür olması gerektiğini vurguladı.

Avşar: Özgür basın, düşünce özgürlüğünün lokomotifidir

AK Parti Yozgat İl Başkanı Zekeriya Avşar ise, basın özgürlüğüne vurgu yaptığı mesajında, AK Parti Hükümeti’nin bu konuda reform niteliğinde adımlar attığını ileri sürdü. Avşar, “Her türlü görüş, özgürce ve açıkça tartışılabilmelidir. Kamuoyunun bu etkinliğe kavuşabilmesi için lokomotif görevini de özgür ve demokratik basın görecektir” dedi.

Gazeteciler sadece 10 Ocak’ta hatırlanmasın

Yozgat medyasının çalışanları ise, “Gazeteciler Günü” münasebetiyle yayınlanan bu kutlamalardan dolayı memnuniyetlerini ifade ettiler. Ancak, Yozgat gazetecileri, sadece 10 Ocak’ta hatırlanmak değil, sıkıntılarının kalıcı olarak çözüme kavuşturulmasını istiyorlar.

Gazeteciler, “Gazeteciler Günü”ne sahip çıkmadı

Diğer taraftan, 10 Ocak Gazeteciler Günü’nün sadece mesajlar ve teşekkürlerle geçiştirilmesi de eleştiriliyor. Gazeteciler için ‘özel’ bir anlam taşıyan bu günün ‘özel bir toplantı’ ile daha verimli olarak değerlendirilebileceği halde, gazetecilerin bile buna teşebbüs etmemesi “basın, kendi gününe sahip çıkmadı” şeklinde yorumlandı. Yozgat medyası, bu güne özel bir yayın da yapmadı.

Gazeteci dernekleri faaliyete başlamalı

Yozgat’ta kurulmuş olan ancak uzun zamandan beri faaliyette bulunmayan meslek derneklerinin yeniden faal (aktif) hâle getirilmesi gerektiğinin altı çiziliyor. Yozgat’taki 3 ayrı derneğin, gazetecilerle mülkî amirler ve Hükümet arasında köprü görevi üstlenebileceği belirtilerek, bu derneklerin yeniden faaliyete geçirilmesinin Yozgat basınının sıkıntılarının çözümünü kolaylaştıracağına dikkat çekiliyor. Yozgat’ta bu alanda faaliyet göstermesi gereken “Yozgat Gazeteciler Derneği” ile “Yozgat Gazeteciler ve Yazarlar Cemiyeti”’nin yanı sıra, “Yozgat Şairler ve Yazarlar Birliği” adı altında 3 ayrı dernek bulunuyor.

Yozgat Gazeteciler ve Yazarlar Cemiyeti:
Gazetecilerin sorunlarının çözülmesini bekliyoruz

Yozgat Gazeteciler ve Yazarlar Cemiyeti Başkanı Osman Hakan Kiracı, “Hükümetin, çalışan gazetecilerin yasalardan doğan sorunlarının çözümü için gereken hassasiyeti göstermesini” beklediklerini bildirdi.

Yozgat Gazeteciler ve Yazarlar Cemiyeti (YGYC) Başkanı ve Yozgat gazetesi sahibi Osman Hakan Kiracı, 10 Ocak “Çalışan Gazeteciler Günü” münasebetiyle bir mesaj yayınladı.

Mesajında, bütün çalışan gazetecilerin ‘basın bayramı’nı kutlayan Kiracı, çalışan gazetecilerin bu anlamlı gününü yayınladıkları mesajlarla kutlama nezaketini gösteren Yozgat Valisi Amir çiçek, Belediye Başkanı Yusuf Başer ve Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İnci Varinli ile diğer ilgili ve yetkililere de teşekkür etti.

Buruk kutlama

YGYC Başkanı Kiracı, mesajında, “48 yıl önce Türk gazetecilerine 212 sayılı yasa ile önemli haklar getirdiği için ülkemizde basın bayramı olarak ilan edilen 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü, geçen yıl gazetecilerin meslekî yıpranmadan doğan haklarının kaldırılması sebebiyle bu kez buruk bir şekilde kutladıklarına” işaret etti.

Gazetecilerin sorunlarının çözümünü bekliyoruz

Ülkemizde çalışan gazetecilerin gününün ilân edildiği 10 Ocak 1961 tarihinden bugüne, çalışan gazetecilerin artık çağımız şartlarının gerisinde ve yetersiz kalan yasalardan doğan birtakım sorunların halen çözümlenememesinden kaygı duyduklarını” ifade den Kiracı, “Bu nedenle hükümetin, çalışan gazetecilerin, yasalardan doğan sorunlarının çözümü için gereken hassasiyeti göstermelerini sabırla bekliyoruz” dedi.

Kiracı, 10 Ocak Basın Bayramı’nın bütün basın camiasına hayırlı olması temennisinde bulundu.

Cemiyetin varlığını göstermesi memnuniyetle karşılandı

Uzun zamandan beri sessiz kalan Yozgat Gazeteciler ve Yazarlar Cemiyeti’nin, bu sessizliğini bozarak varlığını hissettirmesi, basın camiasında memnuniyetle karşılandı. Şimdi, Yozgat medyasını yakından takip eden bütün Yozgatlılar, Cemiyet’in yeniden faal hâle getirilmesini bekliyor.

Yozgat, İsrail zulmüne sessiz kalmadı

Yozgat'taki sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerin il başkanlıklarınca ''Filistin Halkına Destek'' mitingi düzenlendi.

Cumhuriyet Meydanı'ndaki mitingde, Filistin ve Türk bayrakları ile pankartlar taşıyan kalabalık, İsrail ve ABD aleyhine sloganlar attı.

Sivil toplum örgütleri adına okunan bildiride, ''İsrail'in Gazze'de masum, çaresiz sivil halka yönelik; çocuk, kadın demeden savunmasız insanları öldüren, soykırıma dönüşen saldırılarını nefretle kınıyoruz'' denildi.

Daha sonra, sloganlar eşliğinde İsrail bayrağı ile birlikte İsrail ve ABD'yi temsil ettiği belirtilen maket yakıldı.

Protestocular, Filistin bayrağına sarılı küçük çocuk tabutu önünde gıyabî cenaze namazı kıldıktan sonra dağıldı.

8 Ocak 2009 Perşembe

461 kadın müteşebbise 289 bin 924 TL mikrokredi

Yozgat Mikrokredi Şube Müdürlüğü, aile bütçesine katkıda bulunmak için kendi işini kurmak isteyen ancak sermaye sıkıntısı çeken evhanımlarına kredi veriyor. Yozgat Mikrokredi Şube Müdürü Nihal Alan, Yozgat’ta bu güne kadar 461 kadın müteşebbise toplam 289 bin 924 TL mikrokredi verildiğini bildirdi.

Yozgat Valisi Amir Çiçek, bu gün Mikrokredi Şube Müdürlüğü’nü ziyaret ederek, Şube Müdürü Nihal Alan’dan çalışmalar hakkında bilgi aldı. Nihal Alan, bu güne kadar 461 aileye toplam 289 bin 924 TL mikrokredi verildiğini bildirdi.

Vali Amir Çiçek, ziyerette yaptığı değerlendirmede, “Bu kredileri alan ev hanımları üretime yönelik projeler kapsamında aile bütçelerine katkıda bulunmaya başladılar. Zaten bu projenin amacı da bir iş fikri olan ancak bunu hayata geçirmekte sermaye sıkıntısı çeken dar gelirli aile bireylerinin, üretken birer birey olmasını, iş döngüsünün içine dâhil olarak ekonomik ve sosyal bir iyileşme göstermesini sağlamaktır” dedi.

Fakirler de zenginler kadar zeki ve çalışkandır

Yarın, Mikrokredi uygulamasının Türkiye’de de başlatılması için düzenlenen konferansın yıldönümü.

Projenin Türkiye'deki öncüsü AK Parti Diyarbakır Milletvekili Aziz Akgül, fakirlerin tembel olduğu, hiçbir iş yapamayacakları, üretken olmadıkları şeklindeki genel kanaatin yanlış olduğunu düşünüyor. 110 ülkede devam eden mikrokredi uygulaması da bu düşüncenin ne kadar yanlış olduğunu ortaya koyuyor. Akgül’e göre, fakirler de en az zenginler kadar zeki ve çalışkandır; fakat onlar bu hasletlerini ortaya çıkaracak bir imkân bulamadıkları için, üretime katılamıyorlar. Mikrokredi uygulaması ise onlara bu imkânı veriyor.

Mikrokredi projesi nedir?

Mikrokredi, yoksulları, başkalarına ihtiyaç olmadan, kendi işlerini kurarak iş sahibi olmaya ve gelir getirici bir faaliyetin içerisinde bulunmaya yönelten bir proje. Bu proje, sadece Türkiye’de değil, 110 ülkede uygulanıyor. 1976’da Prof. Muhammet Yunus tarafından Bangladeş’te başlatılan bu uygulama bugün Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Avrupa’nın neredeyse bütün ülkeleri, Güney Amerika, Afrika ve Asya ülkelerinin hemen hemen tamamında sürdürülüyor. Türkiye’de de 9-10 Haziranda İstanbul’da yapılan mikrokredi uygulamalarıyla ilgili konferanstan sonra, 11 Haziranda Diyarbakır’da bir uygulama başlatıldı. İlk krediler de Temmuz ayının sonlarında verilmeye başlandı.

Yağmur yağınca elektrik kar yağınca yayın kesiliyor

“Merhaba Yozgat” gazetesi yazarı Orhan Kalabalık, Yozgat’ta yağmur yağdığında elektriklerin kesilmesinin ardından, kar yağdığında da televizyon yayınlarının kesilmeye başladığını belirterek, bu sorunun giderilmesini istedi. Ekonomik şartlar sebebiyle evlerine hapsolan Yozgat halkının akşamları tek eğlencesinin TV izlemek olduğunu belirten Orhan Kalabalık, kar yağdığında TV yayınlarının kesilmesine tepki gösterdi.

“Merhaba Yozgat” gazetesi yazarı Orhan Kalabalık, “İllâ ki çanak anten mi alalım?” başlıklı yazısında, Yozgat halkının TV yayınlarının kesilmesinden duyduğu rahatsızlığı dile getirerek, bu aksaklığın giderilmesini istedi.

“Yalandan bir yağmur yağsa ilimizde elektrik kesiliyordu” diyen Kalabalık, yeni başgösteren bir başka sıkıntıyı da şöyle özetledi: “Azıcık kar yağsa kanallar gidiyor.”

Daha önce kar yağdığında TV kanallarından sadece birkaçının yayınının kesildiğini belirten Kalabalık, son günlerde tamamının kesildiğine dikkat çekti. Kalabalık, “Biri bu sorunu artık çözüme kavuştursun” diyerek, yetkililere çağrıda bulundu.

Kalabalık, yazısında, bir süre önce TRT 1’de yayınlanan ve 3 saat boyunca Yozgat’ın tanıtımının yapıldığı “Günbegün” programının da çanak anteni olmayanlar tarafından izlenemediğini hatırlattı.

7 Ocak 2009 Çarşamba

Hızlı tren hattı 2011’de tamamlanacak
Kişi başı millî gelir 2009’da 3 bin 611 Dolar olacak

Yozgat Valiliği, toplam uzunluğu 455 km. olan Ankara-Kırıkkale-Yozgat-Sivas demiryolu hattının 2011 yılında tamamlanmasının planlandığını bildirdi. Valilik, hattın Yerköy-Sivas bölümünün altyapı ihalesinin 5 Mayıs 2008’de yapıldığını kaydetti.

Yozgat Valisi Amir Çiçek, “İl Gelişim Vizyonu Çerçevesinde 2008 Yılının Ana Hatlarıyla Değerlendirilmesi ve Yeni Yıla Merhaba Buluşması” başlığı altında, bu gün Galata Hotel Çamlık’da basını bilgilendirme toplantısı düzenledi. Yozgat medyasının temsilcilerinin davet edildiği toplantıda, 2008 yılında yapılan yatırımlar, gerçekleştirilen ve devam eden projeler, Power Point olarak hazırlanan bir sunumla basına anlatıldı.

5 Ocak 2009 Pazartesi

Bahçeli Yozgat’ı istemiyor mu?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 29 Mart seçimlerinde belediye başkanlıklarının mutlaka kazanılmasını istediği illeri sıraladı.

Bahçeli’nin mutlaka istediğini söylediği iller arasında Yozgat’ın yer almaması, bir zamanlar “MHP’nin kalesi” olarak anılan Yozgat’ta MHP camiasında teessürle karşılandı.

Bahçeli Yozgat’ı gözden çıkardı mı?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 29 Mart’ta yapılacak olan Mahallî İdareler Genel Seçimleri’nde Ankara Büyükşehir Belediyesi ve 25 ilçenin belediye başkanlığı için gösterdikleri adayları tanıttı.

Bahçeli, dün Ankara Anadolu Sergi ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen aday tanıtım programında, partililere hitaben bir konuşma yaptı.

Bahçeli’nin mutlaka istediği iller

Bahçeli, konuşmasında, ‘milliyetçilik gereği alınması gereken belediyeler’ olduğunu belirterek, bunları şöyle sıraladı:

“Bunlardan birincisi Ahlat’tır, ikincisi Malazgirt’tir, üçüncüsü Konya’dır, dördüncüsü Bursa’dır, beşincisi Edirne’dir, altıncısı İstanbul’dur. Cumhuriyet dönemindeki çizgi Samsun’dur, Amasya’dır, Sivas’tır, Erzurum’dur ve Ankara’dır."

Yozgatlı MHP’liler üzgün

Bahçeli’nin ‘mutlaka’ istediğini söylediği iller arasında Yozgat’ın yer almaması, bir zamanlar “MHP’nin kalesi” olarak anılan Yozgat’ta MHP camiasında teessürle karşılandı.

4 Ocak 2009 Pazar

Muhalefetin ‘ortak aday’ hayali suya düşüyor

Yozgat’ta AK Parti’ye karşı muhalefetin ‘ortak aday’ belirlemesi konusunda görüşmeler devam ederken, bu çalışmaların 29 Mart seçimlerinde muhalefet açısından büyük bir yenilgiye dönüşebileceğine dikkat çekiliyor.

Demokrat Parti Yozgat İl Başkanı Kıyasi Başgül’ün, AK Parti’ye karşı muhalefet partilerini ‘ortak aday’ çıkarmaya ikna etme çalışmaları devam ediyor. Yozgat medyasında sadece bir gazete tarafından desteklenen ‘ortak aday’ çalışmalarının başarıya ulaşma ihtimalinin çok düşük olduğu belirtiliyor.

MHP ve SP ‘ortak aday’ projesinde yok

Kapalı kapılar arkasında devam eden görüşmeler hakkında resmî bir açıklama yapılmıyor. Ancak, MHP ile SP’nin, ‘ortak aday’ projesine katılmayacakları belirtiliyor.

MHP’den AK Parti’ye, oradan da ANAP’a

‘Ortak aday’ çalışmalarında ismi öne çıkan eski Yozgat Belediye Başkanlarından Mehmet Erdemir’in ise, aday gösterilmesi hâlinde bile istikrarsız siyasî çizgisi sebebiyle beklenen desteği görmeyeceği ileri sürülüyor.

Daha önce MHP’den belediye başkanlığı yapan Mehmet Erdemir, 2002’de MHP’den istifa ederek 3 Kasım seçimlerinde AK Parti’den Yozgat Milletvekili seçildi. 8 Mart 2005’te AK Parti’den istifa edip, 17 Mart 2005’te Anavatan Partisi’ne katılan Erdemir, 2007 yılının Kasım ayında Anavatan Partisi’nden de istifa etti.

Başarı sağlanamazsa toplu intihar olur

MHP ve SP’nin katılmayacağı, diğer partilerin görüşlerinin de resmen açıklanmadığı ‘ortak aday’ çalışmalarının hezimete dönüşebileceğine işaret ediliyor. ‘Ortak aday’ fikrini resmen ortaya atan DP İl Başkanı Kıyasi Başgül’ün, “ortak aday çıkarmazsak belediye başkanlığını yine AK Parti kazanacak” sözünün, yenilgiyi peşinen kabullenmek anlamına geldiğine dikkat çekiliyor. Muhalefet partilerinin seçime ‘ortak aday’la girip kaybetmelerinin, partilerin kendi adaylarıyla yenilgiye uğramalarından daha kötü bir etki uyandıracağına işaret edilirken, bunun siyasî bakımdan ‘toplu intihar’ anlamına geleceği ifade ediliyor.

Devlet Kürt vatandaşlarını kucaklıyor
Yozgat Milletvekili Ekici karşı çıkıyor

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Kürt vatandaşlarının dış güçler tarafından yanlış bilgilendirilip devlete karşı kışkırtılmasının önüne geçmek için, TRT’nin bir kanalını Kürtçe yayına tahsis etti. Kürtçe yayın yapan TRT 6, 1 Ocak 2009'dan itibaren resmen yayına başladı.

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Yozgat Milletvekili Mehmet Ekici ise, TRT 6’nın Kürtçe yayına başlamasının Türkiye’ye zarar vereceğini ileri sürdü. Ekici’nin devlet politikasıyla çelişen bu tavrına bir anlam verilemedi.

Roj TV’ye TRT Şeş tokadı

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Kürt kökenli vatandaşları yanlış bilgilerle devlete karşı ayaklanmaya teşvik eden dış güdümlü yayınlara karşı stratejik bir hamle yaptı.

Devlet televizyonu TRT’nin bir kanalı, 1 Ocak’tan itibaren Kürtçe yayın yapmaya başladı. Bu sayede, uydu üzerinden Türkçe ve Kürtçe yayın yapan terör örgütü PKK’nın yayın organı Roj TV’nin etkisi de önemli ölçüde kırılmaya başlandı. TRT 6’nın bu yayını, özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki Kürt vatandaşlar tarafından memnuniyetle karşılandı. Kürtçe konuşan vatandaşlar, PKK’nın Roj TV’si yerine, Devlet kanalı TRT 6’yı izlemeyi tercih ediyor. TRT 6’nın yayınlarının Kuzey Irak’tan da izlenebiliyor olmasının, Türkiye’nin Irak politikasına da önemli bir katkı sağlayacağına işaret ediliyor.

Devlet yeni bir hamleye daha hazırlanıyor

Devlet, bu stratejik hamlenin ardından ikinci bir hamle daha yapmaya hazırlanıyor. Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya özcan, Üniversitelerde Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümleri açmak için hazırlıklara başladıklarını bildirdi.

Kürtçe yayın, devlet kararı

Devletin bu uygulamalarının, Kürt vatandaşların yabancı devletlerin ve yabancı istihbarat teşkilatlarının kontrolüne girmesini engelleyerek, devlet-millet kaynaşmasını kuvvetlendireceğinin altı çiziliyor.

Atılan bu adımların, devletin temel kurumlarının ortak kararı olduğuna dikkat çekiliyor. Devletin yürütme organı olan hükümet tarafından uygulamaya konan bu stratejik hamlelerin, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Millî Güvenlik Kurulu (MGK), Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT) gibi devletin temel kurumları tarafından desteklendiği, alınan kararların sadece bir “hükümet politikası” değil, bir “devlet politikası” olduğu vurgulanıyor.

Ekici ve Baykal karşı çıkıyor

Devletin karar mekanizmalarında müzakere edildikten sonra başlatılan bu stratejik uygulamaya, MHP Yozgat Milletvekili Mehmet Ekici’nin karşı çıkması ‘tuhaf’ karşılandı. Ekici, dün Yozgat’ta Önder Kültür Merkezi’nde düzenlenen MHP aday tanıtım töreninde yaptığı konuşmada, TRT’nin Kürtçe yayın yapmasını, Türkiye’ye zarar verecek ve sıkıntılara sebep olacak bir uygulama olarak değerlendirdiklerini ve karşı çıktıklarını söyledi.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da, CNN Türk’te yayınlanan Ankara Kulisi programında, uygulamayı ‘devletin kurumlarının etnik çabaya destek olması’ şeklinde değerlendirerek yanlış bulduğunu belirtmiş, projenin Türkiye’nin ‘temel devlet anlayışı’na ters düştüğünü ileri sürmüştü.

Ekici, ‘sökülmedik’ diyecekken ‘sokulmadık’ demiş

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan yardımcısı ve Yozgat Milletvekili Mehmet Ekici’nin dün Yozgat’taki konuşması sırasında kullandığı, “6 yıldır sokulmadık yerimiz kalmadı” ifadesinin bir dil sürçmesi olduğu ileri sürüldü.

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Yozgat Milletvekili Mehmet Ekici, dün Yozgat Önder Kültür Merkezi’nde düzenlenen aday tanıtım töreninde AK Parti’ye yönelik eleştirilerini sırlarken “6 yıldır sokulmadık yerimiz kalmadı” demişti. Ekici’nin bu ifadesi, dün Milliyet’in internet sitesinde de yer aldı.


Yozgat Muhabir’e sürç-i lisan açıklaması

Töreni izleyen MHP'liler, Yozgat Muhabir’e yaptıkları açıklamada, Ekici’nin o sözü Yozgat’ta belediye çalışmalarından dolayı yapılan kazıları eleştirirken kullandığını, “6 yıldır sökülmedik yerimiz kalmadı” cümlesini bir dil sürçmesi sonucu “6 yıldır sokulmadık yerimiz kalmadı” şeklinde telâffuz ettiğini ileri sürdüler. MHP'liler, bir dil sürçmesinin Doğan Haber Ajansı (DHA) tarafından çarpıtılarak habere konu edilmesini de eleştirdiler.

3 Ocak 2009 Cumartesi

Valinin “çorap örün” tavsiyesine Doğan’dan tepki:
Örelim de, kime satalım bu çorapları?

Yozgat gazetesi yazarı Kadim Doğan, kendisinden yardım isteyen vatandaşlara “Yokluğu bahane etmeyin, evinizde çorap örseniz aile bütçesine katkıda bulursunuz” diyen Yozgat Valisini eleştirdi. Doğan, vatandaşlar adına Vali Çiçek’e “Örelim de, kime satalım bu çorapları?” diye sordu.

Yozgat Valisi Amir Çiçek, her ayın son Perşembe günü düzenlenen “Halk Günü” toplantılarının sonuncusunda (25 Aralık 2008), kendisinden yardım isteyen vatandaşlara “evde oturan ve sadece laf üreten insan olmayın” tavsiyesinde bulunmuştu.

Yozgat gazetesi yazarlarından Kadim Doğan, “Ne de olsa kışın sonu bahardır” başlıklı yazısında, Yozgat Valisi Amir Çiçek’in yardım talep eden yoksul vatandaşlara yaklaşım tarzını eleştirdi. Doğan, bu konuda özetle şunları yazdı:

İş yok, akıl verelim...

“Yokluğu bahane etmeyin” demiş Sayın Valim, halk gününe katılan kadınlara. Geçim sıkıntısı çeken insanlar neyi bahane edecekler ki?

Yozgatta sanatsal etkinliklerin az olduğunu mu, kültürel yaşamın çok sönük geçtiğini mi, devlet tiyatrolarının Yozgat’a gelmediğini mi, sinema salonlarının yetersiz olduğunu mu, sabah sporlarını rahat yapamadıklarını mı, aerobik hocalarının yetersizliğini mi? Neyi bahane etmeleri gerekiyor, merak ediyorum.

“Evinizde çorap örseniz aile bütçesine katkıda bulursunuz” demiş Sayın Valim. “İyi, örelim de, kime satalım bu çorapları?“ diyen olmamış üzmemek için Sayın Valimi. Hiç örülmüş çorap giyen gördünüz mü siz? Çorabın çifti 50 kuruş. Örme çorabı kim neylesin? Giyen de yok; nostaljik olarak alıp saklayan da.

Yoksula akıl vermek kolay, yardım etmek de kolay; bir ton kömür, biraz yiyecek vermekle yoksulun sorunları çözülmüyor. Mesele o insanları üretime katmak, düzenli gelir sahibi yapmaktan geçiyor. Yani balık vermek değil balık tutmasını öğretmek gerekiyor. Tabii bunları yapmak zor. O zaman akıl verelim bari.”

Çakır’dan Başer’e sert göndermeler

MHP Yozgat Belediye Başkan Adayı Mehmet Ali Çakır, göreve geldiklerinde nasıl bir belediyecilik yapacaklarını anlatırken, Belediye Başkanı Yusuf Başer’e ağır suçlamalarda bulundu.

MHP Yozgat teşkilâtı, bütün adaylarını bu gün Önder Kültür Merkezi’nde düzenlenen bir törenle partililere ve basına tanıttı. Törende adaylar adına bir konuşma yapan Yozgat adayı Mehmet Ali Çakır, göreve geldiklerinde nasıl bir belediyecilik yapacaklarını sıralarken, üstü kapalı olarak Belediye Başkanı Yusuf Başer’e ağır suçlamalarda bulundu. Çakır, özetle şunları söyledi:

Muş: Sarıkaya Kaplıcaları yok ediliyor

MHP Sarıkaya Belediye Başkan Adayı Mecit Muş, Sarıkaya’nın kaplıcalar sayesinde ilçe olmasına rağmen, belediyenin yaptığı hatalar sebebiyle kaplıcaların yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ileri sürdü.

MHP Sarıkaya Belediye Başkan Adayı Mecit Muş, Yozgat’ta bu gün yapılan aday tanıtım töreninin ardından Sürmeli gazetesini ziyaret ederek, imtiyaz sahibi Mehmet Kalabalık’a 29 Mart seçimlerine dair açıklamalarda bulundu.

Belediye gelirleri bilinçsizce kullanılıyor

Eski Sarıkaya Belediye Başkanı Muş, ilçenin yollarının 5 yıl önce kendilerinin bıraktığı şekilde durduğunu, yeni çalışmalar yapılmadığını, belediye gelirlerinin de bilinçsizce kullanıldığını ileri sürdü. Yıllardır ihmal edilen seçmen kitlesinin kendisine büyük oranda destek verdiğini ifade eden Muş, “Sarıkaya’yı bıraktığımız yerden geri alacağız” dedi.

Sarıkaya kaplıcaları yok ediliyor

Mecit Muş, Sürmeli’ye yaptığı açıklamada, haftalardan bu yana üzerinde önemle durduğu jeotermal kaynaklar konusuna dikkat çekti. Sarıkaya’nın kaplıcalar sayesinde ilçe olduğunu hatırlatan Muş, mevcut belediye yönetiminin kaplıcaların kaderiyle oynadığını, kaplıcaların yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu iddia etti. Muş, yeraltından çıkan sıcak suların gerekli teknik hesaplamalar yapılmadan, bilinçsiz bir şekilde konutların ısıtılmasında kullanıldığını, bunun sonucunda da kaplıcaların suyunun azaldığını ve belirgin bir şekilde soğuduğunu anlattı. Muş, bu durumdan kaplıca işletmecilerinin de şikâyetçi olduklarını belirtti.

Nerede kalmıştık?

Sarıkaya’nın seçmen sayısının 10 bin civarında olduğuna işaret eden Muş, yurt dışındaki gurbetçilerle birlikte bu sayının 14 bin 600’e çıktığına dikkat çekti. Sarıkaya Eski Belediye Başkanı ve Belediye Başkan Adayı Mecit Muş, seçim sloganlarını “Nerede kalmıştık?” şeklinde belirlediklerini ve başkanlığı alacaklarına inandıklarını söyledi.

(Kaynak: Sürmeli Gazetesi)

Torun: Bazı yazılardan garaz ve linç kokusu geliyor

Sürmeli gazetesi yazarı Nazım Torun, “Yozgat Haber” gazetesinin bazı köşe yazarlarını isim vermeden eleştirdi. Köşe yazarlarının bazılarında, anormal derecede bir ‘Yusuf Başer karşıtlığı’ gördüğünü belirten Torun, bu yazılarda ‘garaz ve linç kokusu’ hissettiğini belirtti. Torun, bu yazıları yazanların “ya Yusuf Beyi iyi tanımadıklarını ya da ‘özel mülâhazalarla’ yazdıklarını” düşünüyor…

Sürmeli gazetesi yazarlarından Nazım Torun, “Şifa’da 7 Gün ve Yine Yusuf Başer” başlıklı köşe yazısında, diyabet hastası olduğunu belirterek, tedavi gördüğü Yozgat’taki bir özel hastaneye dair memnuniyetini dile getirdi. Torun bu vesileyle, Yozgat’taki bazı hastaneleri de isim vermeden eleştirdi. Torun, “Tedavi için gittiğim muhtelif hastanelerde ilgisizlik, disiplinsizlik, lâkaytlık, yer yer de gördüğüm kabalık yüzünden ya hiç beklemeden ayrılıyor, ya da tedavimi devam ettiremiyordum” diye yazdı.

Kim bu doktor?

Nazım Torun’un bir hastanede Uzman Doktor’un söylediğini ileri sürdüğü sözler ise, bazı doktorların ciddiyetsizliğini ortaya koyar nitelikte.

Torun, bir hastanede Uzman Doktor’un, kendisini izlemeye almadan ve tetkiklerini yapmadan insülin dozajını 32-16’dan 55-25’e yükseltmesinin sebebini sorduğunda doktorun şu cevabı verdiğini ileri sürdü: “Ben öyle yazdım ama sen yine eskisini kullan…”

Torun, bu gibi sebeplerden dolayı hastanelere gitmediğini ve Kırşehir Devlet Hastanesi’nde gördüğü tedaviyi 3 yıldır sürdürdüğünü, Yozgat’ta 7 gün tedavi gördüğü bir özel hastaneden ise çok memnun kaldığını yazdı.

Yozgat Haber’e eleştiriler

Yazısında, hastanede “Yozgat Haber” gazetesi yazarlarından Kelâmi Akdemir’le karşılaştıklarını belirtip, aralarındaki sohbete dair notlar aktaran Torun, gazetenin olumlu bulduğu taraflarının yanı sıra, bazı köşe yazarlarını eleştirdiğini ifade etti.

Gazetenin olumlu tarafları

“Gazete olarak dopdolu. Renkli, haber çeşidi çok. Yazarları heyecanlı. Haber, spor, ekonomi, siyaset, reklâm, ne ararsan var” diyen torun, gazetenin bazı yazarlarına ise sert eleştiriler yöneltti. Torun, bu konuda şunları yazdı:

Bazı yazılarda garaz ve linç kokusu hissettim

“Ancak; köşe yazarlarının bazılarında, anormal derecede bir, ‘Yusuf Başer karşıtlığı’ gördüm. Yazılarının içeriğini anlamaya çalıştığımda bir ‘garaz ya da linç kokusu’ hissettim. Bu hissiyatımı Kelâmi Beye de aktardım. Adı geçen gazetede yazılan çizilen yazıların bir çoğuna katılmadığımı; bu yazıları yazan arkadaşların ya Yusuf Beyi iyi tanımadıklarını ya da ‘özel mülâhazalarla’ yazdıklarını söyledim.”