1 Eylül 2008 Pazartesi

Aktan: Bize yaraşır düğünler yapamıyoruz

Sorgun gazetesi yazarı Mehmet Aktan, düğünlerde dinî, millî, kültürel ve folklorik dengenin sağlanamadığına dikkat çekerek, bu konuda daha fazla hassasiyet gösterilmesini istiyor. Aktan, düğünlerin ya tamamen Avrupaî bir tarzda ya da cenaze merasimi gibi neşe ve eğlenceden tamamen yoksun bir şekilde yapılmasını doğru bulmadığını söylüyor.

Sorgun Gazetesi’ndeki köşesinde “Düğünlerimiz” başlıklı bir yazı kaleme alan Mehmet Aktan, eksik tarafları tamamlanmak suretiyle, köy düğünlerinin şehir hayatına adapte edilebileceğini belirterek, bu konuda çalışma başlatılması için çağrıda bulundu.

Geleneksel düğünlerin kırsal kesimlerde yer yer devam ettiğini ifade eden Aktan, şehirlerde “bize yaraşır” düğünler yapılmayışından şikâyet etti. Aktan, yazısında şu tesbitlerde bulundu:

“Erkekler kendi aralarında, düğün kâhyalarının organizatörlüğü ve denetiminde, kız ve erkek evinde, düğün odalarında, köy meydanlarında birbirlerine çok hoş şakalar yapmak, oyunlar oynayarak eğlenmek suretiyle; kadınlar da yine kendi aralarında, kına gecesinde ve sair adetlerin ifası sırasında oynayıp eğlenerek, oldukça hoş düğünler yapılır. Her ne kadar eskiden olduğu gibi, güreşler, cirit ve at yarışı gibi daha geniş kapsamlı organizasyonlar yapılmamakta ise de, kırsal kesimlerde çoğunlukla düğüne benzer düğünler yapılmakta.

Ama şehirlerimizde, insanımız, ya dini ve milli icapları bir kenara bırakarak, kadın erkek karışık, edebi gailelerden uzak sözde oyun ve eğlencelerle düğünler yapmakta, ya da, gerçekten düğün demeye bin şahit isteyecek tarzda, hakikaten sanki cenaze merasimi yapılıyormuş gibi düğün merasimleri icra edilmekte. Oysa; Avrupaî tarzda düğün yapmak nasıl bize yakışmaz, bizi vebal altında bırakırsa, düğünü düğün gibi değil de, cenaze merasimi gibi yapmak da (…) geleneklerimizi göz ardı etmek olur.

Asr-ı Saadet te de, kadınların kendi aralarında, erkeklerin kendi aralarında oynayıp eğlendikleri düğünler yapılırdı. Hem mahremiyet gözetilir ve hem de bir neşe, bir sürur, bir mutluluk, bir kaynaşma ve toplumsal muhabbeti artırma, pekiştirme kaynağı olurdu.

Diyorum ki, Asr-ı Saadet’teki bu güzel düğün geleneğine benzer bir düğün tarzını baz alan, köylerimizdeki düğünlerin varsa eksik yönlerini ikmal ederek, şehre adaptasyonunu sağlayabileceğimiz bir düğün tarzını ihya ve ihdas etme için bir çaba başlatmaya ne dersiniz?”

Hiç yorum yok: